Küreselleşme gün geçtikçe günlük hayatın tümüne egemen hâle gelmeye başladı; bunun önünde bir direnç de söz konusu değil gibi. Geçmişin keskin hatları, sivri uçları birer birer törpüleniyor. Giderek yaygınlaşan küreselleşmenin, medeniyetin gelişmesiyle doğru bir orantıda olduğu, mükemmeliyete ulaşma yolunda ilerleme kaydedildiği gayet açık. Birçok şey küresel bir görünüm alıyor artık. Dikdörtgen müzik ve video kasetlerinin, kare bilgisayar disketlerinin yerini yuvarlak CD’lerin; sert hatlara sahip geniş arabaların yerini yuvarlak hatlara sahip küçük arabaların alması gibi… Dünyamızı ziyaret eden, daha mükemmel ve ileri medeniyetlere sahip olduğu belirtilen UFO’ların yuvarlak olmaları, daha mükemmel bir hayat umarak medyumlara, falcılara başvuranların da karşılaştıkları ilk şeyin cam bir küre olması işin spekülatif yanı. Tam bir kürenin mükemmeliyetin göstergesi olduğu düşüncesine XIV. yüzyılın başındaki bir olay örnek gösterilir. Papa XI. Benedict, Giotto’dan sanatçılığını ispatlamasını isteyince, kırmızı boyaya batırdığı fırçasıyla Giotto, bir kâğıt parçasına tek bir hareketle bir daire çizer ve bunun yeterli olduğunu söyler. Hiçbir şekilde geometriden sapmadıysak da, küreselleşme yanlıları (?) bunu bir koz, matematiksel bir dayanak olarak görebilir. Ama ne denirse densin, Dünya, namıdiğer ‘yerküre’, tam bir küre değil maalesef. Bilindiği gibi, Dünya’nın kendi ekseni çevresindeki dönüşü nedeniyle oluşan merkezkaç kuvveti, Ekvator kesiminde dışa doğru şişkinliğe neden olur. Kutuplar da Ekvator’a göre basıktır. Bu nedenle, Dünya’nın biçimi ‘elipsoid’dir aslında. Demek, Dünya bu şekilde döndükçe, bazılarının cüzdanları ve göbekleri dışa doğru şişkinlik yapacak, bazılarının ise karınları basık kalacak. (Bkz; Küreselleşme; Küreselleşme, Erika Örneği) . Ceyhan Usanmaz .