ABD Başkanı Kennedy Küba Krizi sırasında, oval ofiste generalleriyle görüşüyor.
30 Aralık 2002
Hasan Ersel

Dünyayı Kurtaran Adam

Dünya kendisini yok edecek bir nükleer savaştan, tek bir Rus denizaltı komutanı sayesinde kurtulmuştu. Krizin doruk noktasında Kennedy Küba’yı çepeçevre saran bir abluka emri vermişti.: Deniz ablukası. Küba’ya gelen Rus gemileri vardı. Bunların ablukayı ihlal edip etmeyecekleri belli değildi. Bu gemilere denizaltılar eşlik etmekteydi. Şimdi anlaşıldığına göre, denizaltılar nükleer başlık taşıyordu. 2001 yılının Ekim ayında, Havana’da Küba krizinin 40. yıldönümü dolayısıyla ABD, Küba ve Rusya’dan katılımlarla gerçekleştirilen toplantıya kadar kimsenin bundan haberi yoktu. Rusya’da, nükleer füzeleri kullanma yetkisi, tıpkı ABD’de olduğu gibi merkezde değildi. Bu yetki aşağı kademelere, komutanlara bırakılmıştı. O günkü kurallara göre, nükleer füze atma konusunda üç komutanın anlaşmaya varması gerekiyordu. Denizaltılar, ABD destroyerleri tarafından izlenmeye başlanmıştı. Rus denizaltı komutanlarından ikisi, nükleer füzelerle cevap vermeye karar verdiler. Üçüncü komutan ise emrin iptalini sağladı.1

Noam Chomsky

ABD Baflkan› Kennedy Küba Krizi sırasında, oval ofiste generalleriyle görüşüyor.

Sovyet denizaltı filosunun Atlantik Okyanusuna açıldığı haberi Türkiye’ye de ulaşmıştı. Söz konusu denizaltıların ambargoyu (karantinayı!) uygulayan ABD savaş gemileri ile çatışması durumunda savaş çıkabilirdi. Ancak olay pek Noam Chomsky’nin aktardığı gibi olmamıştı. Ama Noam Chomsky’yi asıl tedirgin eden ‘nükleer savaşa sürüklenme’ noktasına gelindiği doğruydu.

Küba Füze Krizinde Sovyetler Birliği’nin Anadyr Harekatı

Mantıksal olarak önce Sovyetler Birliği’nin Küba Füze Krizi sırasında bu bölgede bir varlık oluşturacak biçimde denizaltı gönderip göndermediği sorusuna yanıt aramak gerekiyor. Sorunun yanıtı evettir. Bu konudaki temel kaynak ise General M. Zakharov ile Amiral V. Fokin’in Savunma Konseyi ve Kruşçev’in şahsına gönderdikleri 18 Eylül 1962 tarihli ilk plan ile yine aynı kişilerin Sovyetler Birliği Komünist Partisi Prezidyumuna gönderdikleri gelişme raporlarıdır.2

  1. Raporların ilgili kısımlarına bakıldığında: 18 Eylül 1962 tarihli rapordan3 Sovyetler Birliği’nin ‘Anadyr’ adı verdiği bu harekat çerçevesinde büyük bir deniz gücünü Küba’ya göndermeyi planladığı anlaşılmaktadır. Bu filo;
  1. Kuzey Filosundan Proje 629 (Nato adı Golf) tipi 7 füze denizaltısı,
  2. Kuzey Filosundan dört Proje 641 (Nato adı Foxtrot) tipi torpido denizaltısı,
  3. İki Proje 68-bis tipi kruvazör, Karadeniz filosundan Mikhail Kutuzov ve Baltık Filosundan Sverdlov,
  4. Karadeniz filosundan iki Proje 57-bis (Nato adı Krupny) tipi füze gemisi (muhribi),
  5. Kuzey Filosundan iki Proje 56 (Nato adı Kotlin) tipi muhrip,
  6. İki denizaltı hizmet gemisi ve diğer yardımcı gemilerden oluşacaktı.

Bu filoya Kuzey Filosu komutan yardımcısı Koramiral V.M. Lobov komuta edecekti. Filonun sancak gemisi ise Mikhail Kutuzov kruvazörü olacaktı.

Amerikan askerlerinin objektifinden Rus donanmasına ait B-59 denizaltısı, 28-29 Ekim 1962.↩︎

Ancak 25 Eylül tarihli raporda,4 gönderilecek deniz gücünün oluşumunda bazı değişiklikler yapılmasına gerek olduğu belirtiliyordu. Bu rapora göre oluşturulması önerilen yeni filo aşağıdaki gemilerden oluşacaktı:

  1. Küba adasının savunmasını güçlendirmek üzere dört Proje 641 (Nato adı Foxtrot) tipi dizel-elektrik motru ile çalışan torpido denizaltısı,
  2. Cephane taşımak üzere Alexandrovsk nakliye gemisi ve onu korumak üzere Proje 627 (Nato adı November) tipi nükleer torpido denizaltısı,
  3. Indirika nakliye gemisi ve onu korumak üzere Proje 611 (Nato adı Zulu) tipi B-75 dizel-elektrik motoru ile çalışan denizaltısı.

Bu raporla ilki arasındaki farklar şöyle özetlenebilir:

  1. Raporda, su üstü gemilerinin gönderilmesinin dünya ölçüsünde merak uyandıracağı ve bunun Sovyetler Birliği’nin aleyhine olacağı sonucuna varılmıştır. Böylece filodan iki kruvazör, iki füze taşıyan gemi ve iki muhrip çıkarılmış oluyor.
  2. İlk raporda yer alan füze taşıyan denizaltılardan da ikinci raporda söz edilmemektedir.
  3. Buna karşılık ilk raporda belirtilmeyen bir nükleer denizaltı ile yeni bir dizel-elektrik torpido denizaltısı gönderilen nakliye gemilerini korumak üzere filoya eklenmiştir.

Aşağı yukarı bir hafta arayla kaleme alınan bu iki rapordan, bu yazıda ele alınan konu açısından çıkarılabilecek en önemli sonuç, Sovyetler Birliği’nin füze taşıyan denizaltılarının Anadyr harekatında kullanılmadığıdır.5

1962 Ekim’inin gergin günlerinde ise ABD ve Sovyet deniz kuvvetleri arasındaki kovalamaca sırasında Sovyet nükleer denizaltısının adı hiç geçmiyordu. Zulu tipi B-75 denizaltısı Atlantik Okyanusu’nda göründü, ancak geri döndü. Dolayısıyla Küba yakınlarında ABD donanmasının denizaltı avlayıcı kuvvetinin % 85’ini oyalayan sadece dört adet Foxtrot tipi denizaltı idi.6

25 Eylül 1962 tarihli raporda yer alan bir nokta çok önemli. Bu rapora göre her denizaltıda bir adet nükleer savaş başlıklı torpido olacağı da açıkça belirtilmiş.7 Ancak öyle anlaşılıyor ki, bu bilgi çok iyi gizlenmişti. Dolayısıyla ABD yetkilileri, Küba krizi sırasında Sovyet denizaltılarında nükleer savaş başlıklı torpido olduğunu bilmiyorlardı.

Nükleer başlıklı torpidonun iki özelliği vardı; geleneksel başlıklı torpidolardan farklı olarak bu silah bir gemiye karşı değil, bir filoya karşı kullanılabiliyordu. Meydana gelen nükleer patlama yoluyla birden fazla gemiyi batırmak ya da saf dışı bırakmak olanaklıydı. İkinci özelliği ise nükleer silah olmasından kaynaklanıyordu. Kullanan ülkenin nükleer silaha başvurduğu sonucunu veriyor, bu da karşı tarafın başka bir nükleer silah kullanarak yanıt vermesi yolununu açabileceği için kritik önem taşıyordu.

Sovyet Denizaltıları Küba Sularında

Sovyet deniz kuvvetleri, Küba’da Mariel Körfezine göndermek üzere Kuzey Filosuna bağlı 4 Proje 631 (Foxtrot) tipi denizaltıyı hazırlamaya başladı. Kola yarımadasındaki üste aşağıdaki denizaltılar toplandı:

B-4: Kaptan R.A. Katov komutası altında olan bu denizaltı 31 Ağustos 1961’de denize indirilmişti, Pavlov (1997, s. 64)

B-36: Kaptan A.F. Dubivko komutasındaki gemi: Bu harekâta katılanların B-36 adlı bir denizaltıdan söz etmelerine karşılık Pavlov (1997)’un kitabında ve Proje 631 (Foxtrot) tipi denizaltılarının listesini veren diğer kaynaklarda bu adı taşıyan bir denizaltı yer almıyor. Dolayısıyla B-36’nın gizemi ayrı bir araştırma konusu olabilir.

B-59: Kaptan V.G. Savitsky komutasındaki bu denizaltı 10 Haziran 1961’de denize indirilmişti, Pavlov (1997, s. 64)

B-130: Kaptan N.A. Shumkov’un komutası altındaki bu denizaltı 25 Eylül 1960’da denize indirilmişti, Pavlov (1997, s. 64).

Bu filotillanin uzun macerası 1 Ekim 1962’de Murmansk yakınlarında Sayda körfezindeki Gadzhievo üssünde başladı. Oluşturulan 69’uncu Denizaltı Filotillasının iki önemli sorunu vardı. Çok uzak bir hedefe gidiyorlardı. Üstelik bu denizaltılar seyrederken ABD ve İngiliz denizaltılarına göre çok daha gürültü çıkarıyorlardı. Yani denizaltısavar sistemlerine yakalanmaları olasılığı vardı. Oysa rotalarında hem Nato’nun hem de ABD’nin denizaltısavar kuvvetleri; gemi, uçak ve helikopterler vardı. Öte yandan da bu yolculuğu gizli yapmak durumundaydılar. Bu nedenle gündüz denizaltında elektrik motorlarını çalıştırarak gidiyor, gece ise su üstüne çıkıp dizel motorlarını çalıştırarak akülerini dolduruyorlardı…

Amerikan donanmasına ait DD 765 USS Keppler muhribi 7 Temmuz 1972’de Türkiye’ye transfer edildi. Adı D-355 Tınaztepe olarak değiştirilen gemi daha sonra Kıbrıs Harekâtı’nda kullanıldı.

Sovyet denizaltılarını ilk saptayan ABD Donanmasına bağlı USS Yerkon tankeri oldu. Bu gemi 13 Ekim 1962’de Venezuela, Caracas’ın 130 deniz mili kuzeyinde denizaltı gördüğünü bildirdi. ABD Donanması bunun üzerine denizaltısavar güçlerini harekete geçirdi.

15 Ekim 1962’de Sovyet denizaltıları emirlerde bir değişiklik olduğuna ilişkin mesaj aldılar. Küba’ya gitmekten vazgeçilmiş, Bahama adalarının güneyine, Sargasso denizine yönelmeleri istenmişti.

22 Aralık 1962 günü ABD deniz kuvvetlerine bağlı bir P-2V Neptune keşif uçağı Atlantik Okyanusunun ortalarında Zulu sınıfı bir denizaltının Terek adlı Sovyet tankerinden yakıt aldığını görüntüledi. Ancak, yukarıda belirtildiği üzere B-75 adlı bu denizaltı, yakıt aldıktan sonra Sovyetler Birliği’ne geri döndü.

24 Ekim 1962’de ABD resmî olarak “Küba’nın karantina altına alındığını” açıkladı. Aynı gün ABD deniz kuvvetlerine bağlı bir P-5M Marlin deniz devriye uçağı Bermuda’nın güneyinde bir şnorkel saptadı ve bunun 945 borda numaralı Foxtrot tipi bir denizaltıya ait olduğunu belirledi. Bu gemi B-130 idi.

Aynı gün ABD ‘Denizaltıyı Yüzeye Çıkarma ve Tanımlama Kuralları’ adını taşıyan bir resmi doküman yayınladı ve bunu başta Sovyetler Birliği olmak üzere tüm ülkelere bildirdi. Bu dokümanın kritik yönü, ABD Donanması’nın Küba ablukasını tehdit edebilecek biçimde yaklaşan denizaltıları su üzerine çıkmaya zorlayabileceğini ifade etmesiydi. ABD kaynaklarına göre, Sovyet Donanma Komutanlığı denizaltıları ertesi gün bu konuda bilgilendirmişti.

26 Ekim 1962 günü ABD Donanması üç Proje 631 (Foxtrot) tipi Sovyet denizaltısının karantina sınırları içinde olduğunu belirlemişti. Bunun üzerine USS Randolph uçak gemisi ve 8 muhripten oluşan denizaltısavar grubu bu denizaltılardan birisini, S-2F Tracker uçakları ve SH-3H Sea King helikopterlerinin de yardımıyla, izlemeye başladı. Bu denizaltı, dünyayı nükleer savaşın eşiğine getirebilecek olayın yer aldığı B-59 idi. Diğer iki denizaltı ise CVS-9 USS Essex8 uçak gemisine bağlı grup ile Bermuda adasından kalkan P-2V Neptune keşif uçaklarınca izlenmeye başladı.

Kritik Olay

Kritik olay 27 Ekim 1962 Cumartesi günü Bermuda adasının 380 mil güneydoğusunda meydana geldi. CVS-15 USS Randolph9 grubuna bağlı DD-471 USS Beale10 muhribi, B-59’u su üstüne çıkması için uyarmak amacıyla su altı bombaları (depth charges) atmaya başladı.11 Bu bombalar el bombası büyüklüğünde idi. Anlaşıldığı kadarıyla 10 tane su altı bombası atılmıştı.

İşte bu noktadan sonra ortalığın karıştığı anlaşılıyor. Denizaltıdakiler için zaten çok güç olan yaşam giderek dayanılmaz hâle gelmişti. Havasızlık, 50 Cº’nin üstüne çıkan sıcaklıkta bayılmalara ve sinir bozukluklarına yol açıyordu. Öte yandan gemi kaptanı Valentin Grigoreviç Savitsky’nin üstleriyle irtibat kurma çabalarından da bir sonuç alınamıyordu. Tam bu sırada gemiyi çok sarsan bir patlama daha oldu. Bu durumda Sovyet denizaltısındakiler bir uyarı ile değil, saldırı ile karşılaştıklarını düşünmeye başladılar. Dolayısıyla ABD ile SSCB arasında savaş çıktığı sonucuna vardılar. Kaptan Savitsky, donanmalarının şerefini korumak için dövüşmeleri gerektiğini ve ellerindeki nükleer başlıklı torpidoyu da kullanmaları gerektiği sonucuna varmıştı. Bu torpidonun hazırlanmasını emretti.

Ancak denizaltının ikinci kaptanı olan Vassily Alexandroviç Arkhipov bu silahı kullanmak için merkezin emri gerektiğini hatırlattı.12 Öte yandan herkes bu silahın kullanılması durumunda B-59’un da bundan etkilenebileceğinin farkındaydı. Bunun üzerine Kaptan Savitsky, ikinci kaptan Arkhipov ve mürettebatın moralinden sorumlu subay Ivan Maslennikov ile bir toplantı yaptı. Bu toplantı sonunda da nükleer savaş başlıklı torpidoyu hazırlama emrini geri aldı; aküleri boşalmakta olan denizaltının yukarı çıkmasını emretti.

B-59 su üzerine çıktığında etrafı beş ABD muhribi ile çevriliydi. Bu gemiler DD-470 USS Bache ve DD-933 USS Barry, DD-471 USS Beale, DD-508 USS Cony ve DD-576 USS Murray’di… Ancak, bir de olumlu sürprizle karşılaştılar; savaş olmadığını gördüler. Muhriplerden birisinde de caz çalındığını duyuyorlardı. ABD gemileri B-59’a kimlik ve yardıma gereksinim olup olmadığını sordular. Kaptan Savitsky kimlik vermedi; ya X dedi, ya da farklı isimler bildirdi. Yardımı da kabul etmedi.

İzleyen günlerde ABD donanması hem B-36’nın hem de B-130’un peşine düştü. Bu sırada B-130’un arızalandığı anlaşılıyor.13 DD 765 USS Keppler14 muhribi 30 Ekim 1962’de bu denizaltıyı Sovyet destek gemisi Terek’e doğru seyrederken saptamıştı. Denizaltı ABD Donanmasına bağlı gemilerin yardım teklifini reddetti. B-36’yı devamlı takip eden DDR-835 USS Charles P. Cecil adlı Gearing tipi muhrip ise 31 Ekim 1962’de su üzerine çıkarmayı başardı. ABD Deniz Kuvvetleri filotillanın dördüncü gemisini, yani B-4’ü bulamamıştı.15

B-36’nın komutanı Dubivko’nun anılarından16 anlaşıldığı kadarıyla bu kadar sıkıntı çeken bu denizaltıların subayları döndükten sonra bir de üstüne sorgulanmışlardı. Sovyet Deniz Kuvvetlerinin bu harekatı planlarken yaptığı hatalar ve denizaltıların teknik yetersizlikleri yerine, onların kişisel kusurları ön plana çıkarılmaya çalışıldı. Bir sürü manasız laf duymak zorunda kaldılar. Onların sorununu tek anlayan, neyse ki o zamanın Sovyet Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Amiral Gorçkov oldu. Dubivko17 anılarında komisyon raporu üzerine “Zor anlarda komutan nasıl hareket edeceğini daha iyi bilir. Komutanları cezalandırmayın…” diye not düştüğünü yazıyor.

Fidel Castro ise daha sonra B-36’nın bulunduğu Sovermorsk deniz üssünü ziyaret etti. Ama onun asıl ilgisini çeken şey füze taşıyan denizaltı olmuştu. B-36’ya ise uzaktan bakmakla yetindi. Dubivko, “Belli ki gezimizi duymuş olsa bile Odisse’miz hakkında hiçbir fikri yoktu”, diyor buruklukla.18

Sonuç

2001 Ekim Ayında Küba Füze Krizinin 40. yıldönümü nedeniyle düzenlenen bir toplantının ardından mesele yıllar sonra birdenbire gazetelerde çıkmaya başladı. O dönemde görev almış Amerikalı, Kübalı ve Rus yetkililerin katıldığı bu önemli toplantının bazı oturumlarında Fidel Castro da yeralmış ve elbette o da konuşmalar yapmıştı.

İşte bu toplantılardan birinde B-59’da görevli Vadim Orlov adlı bir subayın ifadesini içeren bir dökümanın ortaya konulması üzerine konu güncel değer kazandı.

Aslında bu da ilginç bir olay. Çünkü, Vadim Orlov bu açıklamayı daha önce de yapmıştı. Rusya’nın saygın askeri dergilerinden Military Parade’in editör yardımcısı olan Alexander Mozgovoi Kubinskaya, Samba Kvarteta Fokstrotov adlı bir kitap yayınlamıştı. Bu kitabın adı şöyle Türkçeleştirilebilir: Foxtrot Dörtlüsünün Küba Sambası… Kitapta söz konusu denizaltıların bu maceralı yolculuğu etraflı biçimde, görgü tanıklarına dayanılarak anlatılmıştı.

ABD’nin önde gelen gazetelerinin bu haberi ‘yeni bilgi’ olarak vermesindeki gariplik burada da bitmiyor. Dallas Morning News’da Associated Press’e atfen bu haber 6 Haziran 2002’de Alexander Mozgovoi’nin kitabının yayınlanacağına ilişkin bilgi ile birlikte verilmişti. Öte yandan Peter A. Huchthausen’in October Fury adlı kitabı da Temmuz ayında ABD’de yayınlanmıştı. Yani 2002 yılının Ekim ayında aslında ortada yeni keşfedilen birşey yoktu… Ama, besbelli gazeteciler olan biteni yeni duymuşlardı.

Öte yandan Washington Post ve diğer bazı gazeteler, Vadim Orlov’un açıklamalarına dayanarak, Sovyet denizaltısının nükleer savaş başlıklı torpidoyu ateşlemeye kalkışmasını, kaptanın bunalımına bağlıyordu. Bu, Hollywood filmlerinde sıkça rastlanan bir öyküye benziyorsa da, gerek ABD’li ve gerekse Rus ciddi araştırmacıların ortaya koyduğu sonuç başka bir Amerikan filmini çağrıştırıyordu; Stanley Kubrick’in Dr. Strangelove’ını… Bu filmde bir B-52 bombardıman uçağına verilen yanlış emir düzeltilemediği için görevine sadık ve aklı başında olan subay, teknik bir hatayı düzeltemeyince atom bombasını üzerine binerek hedefe gönderir. Bu olayda da aynı durum sözkonusuydu. Denizaltıdakiler kendilerine saldırıldığını ve ABD ile Sovyetler Birliği arasında savaş çıktığını sanıyorlardı. Çünkü dış dünya ile tek temasları etraflarında patlayan su altı bombalarıydı. Merkezden bilgi alamıyorlardı.

Eldeki belgelerden üç önemli nokta daha açığa çıkıyor. Bunlardan ilki Sovyetler Birliği askeri yetkililerinin füze taşıyan denizaltı, nükleer denizaltı ve kruvazör gibi ABD’yi tehdit edebilecek nitelikte savaş gemileri göndermeye istekli oldukları, ancak bu tavırlarından bir haftada vazgeçirildikleri. İkinci nokta, Sovyetler Birliği’nin ne kadar küçük olursa olsun, nükleer silah kullanma yetkisini merkezde tuttuğu. Üçüncü nokta ise ABD ile ilgili, bu ülkede güçlü şahinler olmasına karşılık, sonuçta savaştan kaçınmayı yeğleyenlerin hakim olduğu.

Ama bütün bunlara rağmen dünya, bu olayda, gerçekten bir nükleer savaşın eşiğinden dönmüştü. Üstelik dünya bu noktaya, belirliliğin var olduğu koşullarda çılgınca işler yapıldığından dolayı değil; belirsizliğin olduğu koşullarda akılcı işler yapılmaya çalışıldığı için gelmişti. (Bkz; Atom Bombası, Russell-Einstein Manifestosu, Enola Gay) . Hasan Ersel . www.acikradyo.com.tr . 30 Aralık 2002 .

. Kaynaklar .

Burr W. & T.S. Blanton; The Submarienes of October-U.S. and Soviet Naval Encounters During the Cuban Missile Crisis, National Security Archive Electronic Briefing Book No. 75, October 31 2002.

Dubivko, A.F. ; In the Depths of the Sargasso Sea, ‘On the Edge of the Nuclear Precipice, Gregory Page’. Çev; Svetlana Savranskaya. Moscow: 1998.

Gonzales, D.; At Cuba Conference, Old Foes Exchange Notes on 1962 Missile Crisis, The New York Times, 14 Ekim 2002.

Huchthausen, P.A.; October Fury. New York: Wiley, 2002.

Cuban Samba of Foxtrot Quartet: Soviet Submarines in the 1962 Caribbean Crisis, Military Parade, 2002.

Miller, D.; The Illustrated Dictionary of Submarines of the World. St. Paul: Salamander Books Ltd., MBI Publishing, 2002.

NTI ; Data Files, Produced by Center for Nonproliferation Studies at the Monterey Institute of International Studies, 2001.

Pavlov, A.S.; Warships of the USSR and Russia 1945-1995, Çev; G. Tokar, Ed; N. Friedman. London: Chatham Publishing, 1997.

Robinson, J., L. Burr & W. Burr; Chronology of Submarine Contact, During the Cuban Missile Crisis, October 1, 1962-November 14, 1962; 2002.

Stephanopoulos, G. & A. Maggin; A Look Back at the Cuban Missile Crisis, ABCNEWS, 11 Ekim 2002.

Sullivan, K.; Cuban Missile Crisis, The Washington Post, 13 Ekim 2002.

Zakarov, M. & V. Fokin; (1962a), Initial Plan for Soviet Activities in Support of Operation Andyr, 18 September 1962, Volgonokov Collection, Library of Congress, Manuscrit Division, Reel 17, Container 26, Translated by Gary Goldberg for the Cold War International History Project and the National Security Archive. (Burr W. & T.S. Blanton’ın eki, 2002)

Zakarov, M. & V. Fokin; (1962b), Report on the Progress of Operation Andyr, 25 September 1962, Volgonokov Collection, Library of Congress, Manuscrit Division, Reel 17, Container 26, Translated by Gary Goldberg for the Cold War International History Project and the National Security Archive. (Burr W. & T.S. Blanton’ın eki, 2002)


  1. Noam Chomsy ile söyleşiden, Pr; Açık Gazete, Yt; 14 Aralık 2002.↩︎
  2. Bu raporları Burr & Blanton (2002)’nin 1 ve 2 numaralı eklerinde bulmak olanaklıdır. Bu raporların ilginç yönü el yazısı ile olmalarıdır. Raporların İngilizce çevirileri de aynı eklerde yer almaktadır.↩︎
  3. ? Zakharov & Fokin, 1962a.↩︎
  4. ? Zakharov & Fokin, 1962b.↩︎
  5. 1962 yılında Sovyetler Birliği’nin elindeki balistik füze taşıyan denizaltılar ve taşıdıkları füzeler şöyle idi:i) Proje 611 [Nato adı Zulu v] sınıfı 6 denizaltı: Bu denizaltılar üzerinde yapılan değiştirmeler sonunda her birisi iki adet R-11FM (ünlü Scud füzesinin deniz kuvvetleri için geliştirilmiş tipi) füze atıcısıyla (ve iki füzeyle) donatılmıştı. Bu füzenin menzili sadece 150 km. idi ve nükleer başlık taşımıyorlardı.
    ii) Proje 629 [Nato adı Golf] sınıfı 22 denizaltı: Bu denizaltılar da üçer adet R-11FM füze atıcısı (ve füzesi) taşıyorlardı. Küba Krizi sırasında bunların da önemli bir kısmı Sovyet Donanmasında görev yapıyordu. Bu gemilerdeki füzelerin de nükleer başlık taşımadığı anlaşılıyor. 18 Eylül 1962 tarihli rapora göre bu tip denizaltılardan 7 tanesi Küba sularına gönderilecekti.
    iii) Proje 658 [Nato adı Hotel] nükleer denizaltı: Küba Krizi sırasında bu gemilerden üç tanesi hizmete girmişti. Ancak birisinde reaktör arızası vardı. Bu gemiler 3 adet 650 km. menzilli R-13 FM [Nato adı Sark] füzesi taşıyorlardı. Dikkat edilirse, ikinci raporda sözü edilen nükleer denizaltı bu tipte değildi ve füze taşımıyordu.↩︎
  6. Foxtrot tipi denizaltılar 1958 yılından itibaren Sovyetler Birliği Deniz Kuvvetlerine katılmaya başlamışlardı. Su üstünde 1950 ve su altında ise 2500 ton ağırlığında olan bu denizlatılardan toplam 62 tane yapıldı. Foxtrot dünyada en fazla yapılan denizaltı tipi sıfatını taşıyor. Bu gemiler su üstünde 18 deniz mili ve su altında da 16 deniz mili hız yapabiliyorlar, 300 metre derinlikte seyredebiliyorlardı. Dalabildekileri azami derinlik ise 500 metre idi. Bu gemilerin 3 dizel motoru 6000 beygir gücü sağlıyordu. Geminin ayrıca üç elektrik motoru vardı. Foxtrot sınıfı denizaltılarda yüzey arama radarı, orta ve kısa dalga sonar, ECM sistemi ve torpido atış kontrol sistemi mevcuttu. Geminin mürettebatı 12 subay, 10 assubay ve 56 denizciden oluşuyordu. Bu denizaltılarda 6’su burunda, dördü kıçta olmak üzere 10 adet 533 mm. lik torpido kovanı ve toplam 22 tane torpido (ya da 44 adet AMD-1000 tipi mayın) bulunuyordu.Bu gemilerin iki önemli sakıncası vardı. Bunlardan ilki batıda yapılan denizaltılara göre daha gürültü yapmaları, dolayısıyla sonar ile yerlerinin saptanmasının olanaklı olmasıydı. İkincisi su altında nükleer denizaltılar kadar çok kalamıyorlardı. Snorkelini çıkarmadan bu denizaltıların su altında seyredebileceği azami süre, saatte 1-2 deniz mili hızla gitmek, kaydıyla, 5-7 gün idi.↩︎
  7. Sovyetler Birliğinin elinde bu tarihte T-5 (ya da 53-58) olarak olarak adlandırılan 533 mm. çaplı nükleer savaş başlıklı, güdümsüz torpido vardı. Bu silah 1958 yılında Sovyet deniz kuvvetlerinde hizmete girmişti. Bu torpido 3 kilotonluk bir nükleer başlık taşıyordu. Menzili 10 km. ve hızı da saatte 40 deniz mili idi. Sovyet donanmasının ilk nükleer başlıklı torpidosu olan bu silahtan az sayıda üretilmişti. Başarımının düşüklüğü ve güvenilir bulunmaması nedeniyle bir süre sonra hizmet dışı bırakıldı, NTI(2001).↩︎
  8. CVS-9 USS Essex 31 Aralık 1942 de ABD Deniz Kuvvetlerinin hizmetine girdi. 27 100 tonluk kendi adıyla tanınan tipten bir uçak gemisiydi.↩︎
  9. CVS- 15 USS Randolph, ABD Donanmasında 1944 Ekiminde hizmete giren 27100 ton ağırlığında Ticonderaga tipi bir uçak gemisidir. ↩︎
  10. DD (DDE)-471 USS Beale, Fletcher sınıfı bir muhripti. 8 Ağustos 1942’de denize indirilen bu gemi ABD Deniz Kuvvetlerine 23 Aralık 1942’de katılmıştı. Boşken 2050, tam yüklüyken 2325 ton ağırlığında olan bu muhrip, 35 deniz mili hız yapabiliyordu. Menzili ise 6500 mildi. Geminin 5 adet 5 inçlik, 4 adet 40 mm. ve 5 adet 20 mm. topu vardı. Gemi ayrıca 10 adet 21″ inç (533 mm.) çapında torpido taşıyordu. ↩︎
  11. Bu olayı anlatan October Furry (Wiley, Temmuz 2002) adlı kitabın yazarı olan Emekli Deniz Albayı (Captain) Peter A. Huchthausen, su bombalarını DD-508 USS Cony’nin attığını yazıyor. Hutchinson bu olay sırasında B-130’u takip eden DD-943 USS Blandy adlı Forrest Sherman tipi muhripte görevliymiş. Dolayısıyla olayın olduğu yerde değil, uzakta. Buna karşılık ciddi bir araştırmacı olduğu da anlaşılıyor. Bu nedenle, an azından bu konuda bir karışıklık olduğunu kabul etmek gerekir.↩︎
  12. Bu açıklama doğruysa, o tarihte de nükleer silahları ateşleme yetkisi alt rütbeli subaylara devredilmiş değil. Olayın gelişme biçiminden de anlaşıldığı kadarıyla, böyle bir nükleer savaş başlıklı silah, merkezden emir gelse bile, tek bir kişinin kararı ile ateşlenemiyor.↩︎
  13. B-130’un üç dizel motorun da bozulmuş vegemi filotilladan ayrılmıştı. B-36’nin komutanı A.F. Dubivko’nun (1998, s.7) anılarında belirttiğine bakılırsa, Sovyet Donanma Komutanlığı, bu durumu diğer gemilere bildirmemişti. Bu da denizaltı filotillası içinde karışıklığa yol açmıştı.↩︎
  14. DD-765 USS Keppler, 1972 yılında Türk Deniz Kuvvetlerine devredilmiş ve D-355 TCG Tınaztepe adıyla hizmet vermiştir.↩︎
  15. Bu denizaltının nasıl olup da bu sıkı takipten kurtulduğu ise oldukça ilginç bir konu olmasına rağmen, elime geçen kaynakların hiç birisinde buna ilişkin bir açıklamaya rastlamadım.↩︎
  16. Dubivko, 1998. (s. 16-18).↩︎
  17. Ibid. (s.17).↩︎
  18. Ibid. (s.18).
Paylaş:

Önceki Yazı

Dünya ve Deprem Işıkları

Mikdat Kadıoğlu
Dünya atmosferinde görülen ve dünya kaynaklı olan, fakat tanınamayan ışıklar ‘dünya ışıkları’ (earth lights) olarak adlandırılıyor. Bu ışıklar, genellikle ‘yıldırım…
Devamını Oku

Sonraki Yazı

Düşman Savaşçı

Arundhati Roy
Dün bir çekim yaparlarken bana, “Neden kabul ettiniz? Pek çok davet alıyor olmalısınız; neden bunu seçtiniz?” diye sordular. Ben de,…
Devamını Oku

İlgili İçerikler

Plüton

Tan Morgül
18 Şubat 1930 tarihinde Arizona Lowell Gözlemevi’nde astronom Clyde Tombaugh tarafından keşfedilen ve 24 Ağustos 2006 tarihine kadar Güneş Sistemi’nin…
Devamını Oku

Tekrar Bir Araya Gelmek

Sex Pistols'ın Basçısı Glen Matlock ile söyleşiden
  Evet dinleyiciler tekrar biraraya gelmemizi istiyorlar… Anılarını tekrar yaşamak istiyorlar. Filthy Lucre turnesini yapmamızın bir sebebi de buydu; ilk…
Devamını Oku

Altı Eylül 1955

Mihail Vassiliadis
Ben o dönemde liseye geçmiş bir talebeydim. Ortaokulu bitirmiştim, liseye yeni geçecektim fakat yazları çalışıyordum, yaz tatilinde devamlı çalışırdım. Rızapaşa…
Devamını Oku

Gagacu Adam

Çev?
Digging Up The Dead Ölüyü Mezarından Çıkarmak We walk on earth, Yürürüz yeryüzünde, We look after, Gözkulak oluruz ona, Like…
Devamını Oku