Vietnam Savaşı 30 Nisan 1975’te ‘resmen’ sona ermişti. Filmler dışında artık kimsecikler pek hatırlamasa da, yakın geçmişin en büyük savaşıydı bu: Kan, ölüm, dehşet ve vahşet…
Savaş, ABD’nin Kuzey Vietnam’ı bombalamasıyla 1964’te başlamıştı. Ardından, 11 yıllık muazzam bir insan ve doğa yıkımı geldi. Saygon’da son helikopterin Amerikan Büyükelçiliği çatısından havalanması, 390 ve 843 no’lu Kuzey Vietnam tanklarının da birkaç blok ötede, o zamanlar ‘Bağımsızlık Sarayı’ diye adlandırılan başkanlık binasının demir kapılarını yıkıp saat 11:30’da binaya ulusal bayrağın çekilmesi ile ‘bitti’.
Amerikalıların ‘Vietnam Savaşı’, Vietnamlıların da ‘Amerikan Savaşı’ diye adlandırdıkları bu tuhaf insanlık olayını kim kazandı, kim kaybetti peki? Tarihçiler başta, tüm insanlık, bunun, Amerika Birleşik Devletleri’nin 200 yıllık kısa tarihinde kaybettiği ilk ve tek savaş olduğunda birleşiyor. Yani, Vietnam kazanmış, ABD kaybetmiş… Buraya kadar bir sorun yok da, kayıpların sayımına geçildiğinde, iş biraz karışıyor: Amerikan askerlerinin ölü sayısı, toplam 58.000. Vietnamlı askerlerle sivillerden ölenlerin sayısının ise, hiçbir zaman tam bilinemeyecek olmasına rağmen 3 ila 4 milyon olduğu tahmin ediliyor! Tümüyle Vietnam topraklarında geçmeyen, ayrıca Kamboçya ve Laos’a da bombalarla ‘sıçratılan’ bu savaşta başka bazı gerçekleri de göz önüne almakta yarar olabilir…
Agent Orange
ABD ordusunun, yoğun orman dokusunu seyrelterek düşmanı daha iyi görüp öldürmek amacıyla püskürttüğü yaprak dökücü kimyasal zehir ‘Agent Orange’ var mesela. Ormanlara boca edilen milyonlarca varil Agent Orange, içindeki öldürücü dioksin zehiri ile bu ülkenin doğal dokusunu mahvetmenin yanı sıra, kuşaklar boyu Vietnamlıların kanserden ölmesine, çocuklarının ve torunlarının deforme doğmasına yol açtı. 1 milyon Vietnamlının bu zehrin etkisi altında kaldığı tahmin ediliyor. Öte yandan, Amerikan ordusunun bu savaşta önemli rol oynamış Amirallerinden Elmo Zumwalt, torununun sakat doğmasını da, oğlunun kanserden genç yaşta ölmesini de, oğlunun orada savaşırken bu zehrin etkilerine maruz kalmış olmasına bağlıyor.
Ayrıca, savaşta kullanılan havan mermileri, her yere serpiştirilmiş antipersonel mayınlar ve toprağa gömülü 200 kiloluk bombalar her durumda ortaya çıkıyor ve sayısız patlayıcılar hem yepyeni can kayıplarına, hem de tarım alanlarının kullanılmaz hâle gelmesine neden oluyor…
Kan, ölüm, dehşet ve vahşetten çeyrek yüzyıl sonra Vietnamlılar zaferlerini, yaşayan komutanlarının katıldığı görkemli törenlerle kutlar, ABD’nin o zamanlar savaştan kaçıp askerlikten ‘kaytarmakla’ suçlanan şimdiki yöneticileri de bu ‘düşündürücü’ yıldönümünü tek kelime etmeden mutlak bir sessizlikle geçiştirirlerken, soruyu bir daha sormak lazım belki: Bu savaşı kim kazandı, kim kaybetti?1

Ömer Madra
- Bu yazı 1 Mayıs 2000 tarihli Yeni Binyıl gazetesinde yayınlanmıştır.