Naim Dilmener

Süperstar

 

Popüler müziğimizin ‘Süperstar’ı Açık Radyo’yu iki kere şenlendirdi. 3 Ağustos 2002’de yayınlanan Dünya Dönüyor’a telefonla katılan Pekkan, o akşamki Açıkhava konseri için yaptığı hazırlıkları anlattı, repertuarından söz etti. Program bir bant kaydıydı ve sanatçı ile kayıt öncesi yapılan ön görüşmede, kendisine bu programın ‘konser günü’ yayınlanacağını ve güya programı hazırlayanların kendisini o gün, yani 3 Ağustos’ta son provaya gitmeden önce aramış-bulmuş gibi yapacakları anlatılmış olmasına rağmen, çok sık olarak “Birkaç gün sonraki konser, hafta sonu yapılacak konser…” diyerek, programın canlı değil ‘konserve’ olduğunu açık etti…

11 Temmuz 2002, Perşembe: Ağustos boyu Boston’da olacağım için, bugün Açık Radyo’da iki yedek program kaydettim. 3 Ağustos için (tam gideceğim gün) ‘Ajda Pekkan Özel Programı’ kaydettim ve programa Ajda Pekkan da telefonla katıldı. Dün söz almıştım kendisinden ama yine de korka korka aradım. Telefon açıldı ve hiç zahmetsiz bağlandık kendisine. Aşağı yukarı on dakika kadar konuştuk. Konser 3 Ağustos’ta yayınlanacağı için, konserden hemen önce konuşuyormuş gibi yaptık. Güya son provaya çıkmadan az önce evinden onu aramışız gibi oldu. Ben de bir saat boyu hep 60’ların Ajda’sını çaldım. ‘Onyedi Yaşında’, ‘İlk Aşkım’, şu bu…1

Süperstar, 19 Temmuz 2003 tarihinde ise ‘kanlı-canlı’ olarak radyodaydı. O aralar ‘Sen İste’yi henüz yayınlamış olan Pekkan Açık Radyo koridorlarına fırtına gibi girdi, enerjisi ile herkesi kendisine hayran bıraktı…

19 Temmuz 2003, Cumartesi: Açık Radyo’da konuğum Ajda Pekkan’dı. Sabah uyandığımda heyecandan yerimde duramıyordum. Zaten sabahın köründe gözlerim açıldı. Arka arkaya kahve-sigara derken baktım vakit geçmiyor, kalktım erkenden gittim radyoya; onunla sohbet eder, buna laf yetiştirirken zaman geçer hiç olmazsa dedim. Burcu da heyecanla karşıladı beni radyoda; “Sabahtan beri telefonlar susmuyor” dedi, Süperstar’ın hayranları arayıp duruyormuş, “Biz de gelebilir miyiz, gelip tanışabilir miyiz?” diye… (Tam tersini yapmazmış gibi) heyecanımı yatıştırsın diye bir fincan kahve daha koydum kendime, (…) başladık hep birden ‘Ya gelmezse…’ paniği yapmaya… Neyse. Böyle bir şey olmadı tabii ve Süperstar vaktinden bile önce, Ayşe Ersayın ile birlikte geldi radyoya. Sadece 90’ları konuşmaya karar vermiştim, öyle de yaptım. 90’lar konuşuldu ve (‘Seninle Bir Bütünüz’ hariç) aynı dönemin şarkıları çalındı. Ajda Pekkan, benim çok sevdiğim, kendisinin ise çoktan aklından çıkarmış gibi gözüktüğü Selami Şahin’in ‘Deliyiz’ adlı şarkısına canlı olarak da katıldı ve şarkı bitince de, “Bunu sahnede söylemeliyim” dedi… Program sonrası, (teknik masanın başında durması şart olan Burcu dışında) hepimiz toparlanıp çıktık ve ‘mahallemizin kahvesi’ dediğimiz Pronto Rosa’ya gittik. Bir kahve demiştik ama baktık Süperstar da hâlinden memnun, yayıldıkça yayıldık.2

. Naim Dilmener .


  1. Naim Dilmener; Eleştirmenin Günlüğü. İstanbul: Everest Yayınları, 2006.↩︎
  2. Ibid.↩︎
Paylaş:

Önceki Yazı

Sutyen

Cüneyt Ayral
  Sutyen tüm içgiyim ürünleri arasında, korseler ile birlikte özelliği olan bir ürün. Üretimi ciddi bir bilgi birikimini ve teknolojiyi…
Devamını Oku

Sonraki Yazı

Syd Barrett

Sona Ertekin
  1964 yılında Cambridge’li dört genç, kurdukları rock grubuna isim arıyordu. Sigma 6, Meggadeaths, The Screaming Abdabs, The Abdabs, The…
Devamını Oku

İlgili İçerikler

İnti İllimani

Horacio Durán
1967 yılında Şili’de Santiago’da ilk kez birlikte çalmaya başladığımız dönemde, tek düşümüz, insanların hissettikleri, yaşadıkları herşeyi enstrümanlarımızla ve şiirin gücüyle…
Devamını Oku

Garip Meyve

Seda Binbaşgil
  Güney’in ağaçlarında yetişir garip bir meyve, Ağacın yapraklarında kan, köklerinde kan, Ve kara beden, güneyin melteminde sallanan, Kavak ağaçlarından…
Devamını Oku

Mauss

Ahmet İnsel
dergisi 1981 yılında, küçük bir grubun kendi olanaklarıyla hazırlayıp, fotokopi ile çoğalttığı üç aylık bir bülten olarak yayınlanmaya başladı. İsmi…
Devamını Oku

Tecrübe

Kübalı piyanist Gonzalo Rubalcaba ile söyleşiden
  Her zaman pek çok seçeneği olan insan, az seçeneği olandan daha iyidir, derim. İlk yıllardaki en büyük problemlerimden biri…
Devamını Oku