5 Kasım 2005
Siya Siyabend ile müzikli söyleşiden

Siya Siyabend

 

Bu can çekişen dünyada, bu kokuşmuş kafaların içinde

Kara bir öfke her evin çatısından süzülen

Bu ruhunu yitiren dünyada

Bu kuşları gripli dünyada

Bu ölüleri ardıç kuşunu susturan dünyada

Bu yoksunluk nöbetindeki dünyada

Bu umut dolu dünyada

Bu ‘güya’da

Bu rüyada

Bu sonsuzluk masallarının anlatıldığı

Hayatın anlamının sorgulandığı, anlardan ibaret ‘güya’da

Rüyada…

Merhaba.

Bu savrulan

Bu kahramanları hain

Bu yozlaşan

Bu batan dünyada…

Kaybolmuşsun.

Bu ruhunu yitiren

Bu kaybolan evrende

Bu arayanların bulduğu

Aramakla bulunamayan cevherde

İnsan yaşamında

İnsan soluğunda

Her şeyi değiştirebiliriz,

Her şeyi…

Her şeyi…

Bu iklimlerin kudurduğu rüyada

Bu insanın insana dar geldiği ‘güya’da

Her şey değişmeli

Her şey değişmeli

Farkında mısın?

Her şey değişmeli

Her şeyi değiştirmeliyiz

Her şeyi…

İnsan sıfatıyla çok geldim geçtim
Bir zaman dara düş oldum
Bir zaman zağar..

Şu yeryüzü, asırlardır buradayız. Ve geldiğimiz en son noktadır şu ânımız, şimdimiz. Ve biz insanlar, 2005’te bu haldeyiz. Binlerce yıldır buradayız, binlerce yıldır buradayız, binlerce yıldır buradayız, binlerce yıldır buradayız, on binlerce yıldır…

Evren desin

Evren desin

Sen şu anda evrendesin

Aç gözlerini

Aç gözlerini

Aç gözlerini

Aç gözlerini

Aç gözlerini

Gözlerini aç

Uyan

Uyan1

Uyan

Yanıp da gör bugünü

Yana yana

Uyana uyana

Siya Siyabend.↩︎

Biz sokak müzisyeni falan değiliz. Biz müzisyeniz, sokakta da çalıyoruz. Yok böyle bir şey yani. Sokak müzisyeni diye bir şey belki Avrupa’da olur da, Türkiye’de sanmıyorum yani öyle sokak müzisyeni olacak falan. Bizimki sokakta korsan müzisyenlik, bi çeşit şehir gerillalığı. Siya Siyabend kesinlikle Türk toplumuna bi önermedir abi. Tamam mı? Bizim kendi kişisel sorunlarımız, kişisel olarak ne olduğumuz önemli değil. Bir araya geldiğimizde oluşturduğumuz enerjinin ne olduğu önemli. Yani Voltran demek bu da. Birey olarak hepimizin ayrı çıktısı girdisi var ama oturaklı olarak birşeyi anlatmaya çalışıyoruz. O da nedir, piyasa şartlarında müzik yapmaya mecbur değiliz, artı piyasanın bize illa kaset çıkaracaksınız demesiyle olmuyo bu işler. Artı, artı, artı yani… Abi ne anlatalım biz size, 2005 yılında insan uygarlığının geldiği en son nokta bu hal, dışarıdaki yani… Ve biz de işte gençliğini yaşayan insanlarız, gençliğimizi yaşıyoruz, gençliğimiz geçiyor şu anda. Ve düşün 2005 yılında insanlar birbirlerinin etini yiyorlar. Dolaylı olarak yiyorlar, yiyorlar yani… Para para para, mal mal mal mal, daha daha daha, çok çok çok çok… Ve üstelik bizden korkan yapımcılara da, bizden ürküp yanımıza gelmeyen hayranlarımıza da yuh olsun. Ece Ayhan, Cemal Süreya, Edip Cansever, Can Yücel okumayan, bilmeyen adamlar zaten bizi hiç dinlemesinler. Edip edip can seviyoruz diyoruz biz kendimize…

Siya Siyabend ile müzikli söyleşiden.

Pr; Açık Dergi

Yt; 5 Kasım 2005.


  1. Siya Siyabend müzik topluluğu ismini Siyabend ile Hece’nin aşkını anlatan bir mezopotamya efsanesinden almış. Grup repertuarının geniş bir bölümü doğaçlamalar, semahlar, deyişlerden; Pir Sultan Abdal, Hayyam, Aşık Veysel, Neşet Ertaş, John Coltrane, Ravi Shankar, Tanburi Cemil Bey, Ali Ufki Bey gibi müzisyenlerin eserlerinin gruba Siya Siyabend’e has yorumlarından oluşuyor.
Paylaş:

Önceki Yazı

Sivil İtaatsizlik

  “İnsanların iklim değişikliğinin zararını azaltmak için yapacakları şeylerin uzun uzun listeleri var. Ama, “Tehlikeli İklim Değişikliğini Nasıl Önleyebiliriz” başlıklı…
Devamını Oku

Sonraki Yazı

Sokakları Geri Alalım

Tan Morgül
Reclaim the Streets (RTS). 1991 sonbaharında Londra’da, otoyolların genişletilmesi ve araba merkezli ulaşım politikalarına muhalefet niyetlyle kurulan hareket. Kapitalizmin sokaklardaki…
Devamını Oku

İlgili İçerikler

Niçin Avrupa

Cengiz Aktar
Aralık 1999’da yapılan, Türkiye’nin Avrupa Birliği adaylığının teslim edildiği Helsinki Zirvesi’nden az önce geldiğim İstanbul’da hedefim, her kamusal alanı ve…
Devamını Oku

Melodi

Ülkü Erakalın
Aklıma bir anı geldi… Biliyorsun benim bir gazetecilik dönemim de var. Allah rahmet eylesin, son yıllarında Belgin Doruk’a ropörtaja gittim,…
Devamını Oku

Programcı

Açık Radyo
Açık Radyo’nun 12 yıllık yayın hayatı içinde toplumun çeşitli kesimlerinden ve meslek dallarından gelen, kimisi de işsizler kategorisine giren ve…
Devamını Oku

Taksim Gezi Parkı

Korhan Gümüş
“İnönü (Taksim) Gezisi’ni alelade bir belediye bahçesi sanmak hatalıdır. Burası büyük garp şehirlerindeki ‘promenade’ denilen gezinti bahçeleri nevindendir. Nitekim Paris’te…
Devamını Oku