Yeni Zelanda’da, Maori yerlilerinin dans ritüellerinde kullandığı bir enstrümandır. ‘Poi’ sözcüğü vücudun etrafında hareket eden, ipin ucuna bağlanmış, kişiye uygun ağırlık anlamına gelir. Bu enstrüman Maori halkı arasında çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. Örneğin kısalı uzunlu iplere sarılmış bir bitki müzik eşliğinde vücuda vurularak sesler ve ritmlerle uyumlu hareketler yapılmakta, bu şekilde poi hem karşı cinsi etkilemede ve koordinasyon geliştirmede kullanılmaktaydı.

Tüy ve kıllarla süslenen kuş yumurtaları ise ahenkle çevrilerek gösteri amaçlı olarak eğlencelerde kullanılırdı. Bu enstrüman sonraları poinin ateşlendiği yer olarak da bilinen Hawaii, Tayland ve Hindistan’da dolunay kutlamalarıyla, Avrupa’da geliştirilen kimi terapilerle ve günümüzde uygulanan gösteri amaçlı kullanımıyla bugün dünyanın birçok yerine ulaşmıştır.
Poi çalışmaları sezgiyi ve mantığı bir araya getirerek beynin iki yarısını birbirine bağlar. Beden, ruh, zihin koordinasyonlarının gelişmesini, fiziksel davranışlarla bilinci odaklamayı ve yönlendirmeyi; kas gücünün artmasını ve vücudun esneklik kazanmasını sağlar. Poinin ateşle ve dansla buluşmasıyla; yaşam ve doğanın dengesini sağlayan güçle özdeşleşen, ruhun arınmasına kaynak olan ateş, dansın özgür ruhuyla kendi mistik ruhunu birleştirip insanoğlunun bedeninde bir ritüele dönüşür. Ateş dansı içteki ateşin ve ritmin, ruhun yansımasıyla, çeşitli dans enstrümanları eşliğinde dışa sunumudur. Bu sunum çeşitli kültürlerde farklı enstrümanlar ve formlarla yorumlanmaktadır.
Poi çalışmalarında denge, nefes, hareket ve duruşa konsantre olunmalı; performanstan önce kaslar muhakkak ısıtılıp açılmalıdır. Odaklanmadan veya yeterli alana sahip olmadan çalışmaya başlanmamalıdır. Bugün birçok çeşidi olan ateş dansı enstrümanlarından hangisi kullanılmaktaysa bu enstrümana ateşsiz provalarda tam olarak hâkim olmadan ateşle uygulamaya geçmemek gerekir. Ateş dansı sırasında en az bir kişi güvenlik ve söndürmeden sorumlu olmalıdır.
Filiz Duran