Zeynep Damar

Manisalı Gençler Davası

 

26 Aralık 1995 gecesi, Manisalı 16 genç ve çocuk, bir vagona “Paralı eğitime hayır” yazdıkları gerekçesiyle evleri basılarak gözaltına alındı. Ağır işkenceden geçirilen gençler duvarlara yazı yazmak, bildiri dağıtmak, molotof kokteyli atmak, gizli örgüte üye olmakla suçlandı. Aileler savcılık izniyle gördükleri çocuklarının işkence gördüğünü anlayarak kamuoyunu harekete geçirdi.

Kısa süre içinde Türkiye’de benzerine sık rastlanmayan boyutta bir dayanışma dalgası yükseldi. Doktorlar işkence raporlarıyla, avukatlar gönüllü savunmalarıyla, gazeteciler yakın haber takibi ile, edebiyatçı ve sanatçılar müzikleri ve yazı-çizileriyle, akademik kimlik sahipleri yazılar yazarak ve duruşmalara katılarak, ülkenin içinden ve dışından sivil toplum örgütleri eylemleriyle ve davaları yakından izleyerek, sıradan insanlar da ardı ardına gönderdikleri sayısız mesajla işkenceye karşı gençlere destek oldu.

O dönem CHP milletvekili olan avukat Sabri Ergül ile aileler ortak bir basın toplantısı yaparak görevli polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. 14 Haziran 1996’da Manisa Cumhuriyet Savcılığı, gençlerin soruşturmasını yürüten 10 polis hakkında işkence yapmaktan dava açtı. 16 Ocak 1997’de İzmir DGM, dokuzuncu duruşmasında beş sanık hakkında beraat, 10 sanık hakkında da 2.5 yıl ile 12.5 yıl arasında değişen hapis cezaları verdi.

“İzinsiz Yazı Yazmak”

14 Mart 1997’de Manisalı gençler “izinsiz yazı yazmak” suçundan Manisa Sulh Ceza Mahkemesi’nde beraat etti. 20 Ocak 1998’de Yargıtay, İzmir DGM’nin kararını bozdu. Bozma gerekçesi, polislere karşı açılan dava sonucuyla sulh ve ağır ceza mahkemelerinde eylemlere ilişkin açılan davaların sonuçlarını beklemeden ve göz önüne almadan eksik inceleme yaparak karar vermiş olmasıydı.

Sanık polisler, 15 Ekim 2000’de işkence ve kötü muamele suçlarından toplam 85 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 28 Ekim 2000’de İzmir DGM Manisalı gençlerin beraatlarına karar verdi. Gerekçe, gençlerin ifadelerinin işkence altında alınmış olması ve ortada başka bir kanıt bulunmaması idi.

Sonuçta Manisalı gençlerin “örgüt üyeliği” suçundan beş yıl yargılandığı davanın sonucu beraatti. İşkenceci polislerin yargılandığı dava ise 7.5 yıl sürdü. Manisa Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma kararları üzerine işkenceci polislere 60 ile 130 ay arasında hapis cezası verdi. Dosya yeniden Yargıtay’daydı. Yargıtay 8. Ceza Dairesi cezaları üç ay içinde onaylamaz ise dava zamanaşımından düşecekti. Yasa değişikliği gereğince sanıklara tek tek tebligat yapılması gerekiyordu; tebligat işlemleri kısa zamanda tamamlandı. Zamanaşımı olamadı, Yargıtay cezaları onadı.

Ateş Manisa’ya Düştü

Çocuk yaşta işkence suçuna uğrayan gençler yetişkin oldu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi onlara tazminat verilmesini karara bağladı. Gözaltına alındığında Karadeniz Teknik Üniversitesi Elektronik Bölümü 2. sınıf öğrencisi olan Hüseyin Korkut, suçsuz yere üç yıl üç ay tutuklu kalan gençlerden biriydi. Uzun yıllar, yaşadığı ağır travmanın etkileri yüzünden tedavi gördü, ilaçlarla yaşamak zorunda kaldı. Kendisine yapılan işkenceyi, yaşadıklarını, tedavi sürecinin bir parçası olarak Ateş Manisa’ya Düştü adıyla romanlaştırdı ve bir gazetede dizi olarak yayımladı.

Gazeteci Timur Soykan’ın deyişiyle, “Manisalı gençlerin davasının izlenmesi Türkiye’nin aydınlık yüzüydü. Hukukçusu, oyuncusu, doktoru, politikacısı, insan hakları savunucusu ve sokaktaki insan işkence gören gençlerin davasında gerçeğin ortaya çıkması için her şeyi yaptı… Manisa’daki işkence davası yalnızca insanın karanlık yüzünü değil, dayanışmadan kaynaklanan sevgi ve şefkat dolu yüzünü de ortaya çıkardı. ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ bir slogan olmaktan çıktı.” Der; Zeynep Damar .

. Kaynaklar .

Hüseyin Korkut, “Kâbusun Başladığı Kış Gecesi – 1”, Radikal, 25 Kasım 2007.

Timur Soykan, “Çocukların Kahramanları,” Radikal Online, 13 Nisan 2003.

tr.wikipedia.org

Paylaş:

Önceki Yazı

Manifesto

Açık Radyo
  …Eğlenemiyoruz! Radyo, televizyon, gazete, dergiler, sıkıcı ve vasatçı. Hepsinden öylesine kuru bir gürültü çıkıyor ki, sonuçta, bir ‘kakofoni’den başka…
Devamını Oku

Sonraki Yazı

Manolo

Şermin Alyanak
Blahnik. Çalışmaları bir çağdaş tasarım müzesinde (Londra Tasarım Müzesi) tek başına yer alan ilk ayakkabı tasarımcısı. ‘Sex and the City’…
Devamını Oku

İlgili İçerikler

Ekolojik Yaşam

Victor Ananias
zıddı olan bir tanım değildir, bütün yaşamlar ekolojiktir. Bir yaşamın var olabilmesi için diğer döngüler ile ilişkilenmiş, sürekli değişen dinamik…
Devamını Oku

Edebiyat

Susan Sontag
(…) Edebiyatın bir görevi de sorular üretmek ve halihazırdaki inançlara karşı argümanlar öne sürmektir. Sanat, muhalif olmadığı zamanlarda bile zıtlığa…
Devamını Oku

Uluslararası Bağlar

Açık Radyo
  Açık Radyo, Avrupa’nın 4 radyosu, Nova/Paris, Multikulti/Berlin, Mavi Tuna/Viyana, Radio 3/Varşova ile dünya müziği ve İnternet konularında ortak projeler…
Devamını Oku