Gündelik yaşam içinde, kaldırımda, yer seviyesindeki seslerin duyumu ve yayımı sırasındaki işitsel kalitenin göreceli olarak ‘bozulması’. Kulağa yüzlerce filtre içinden geçerek, bozularak giren ses ve ağızdan dolaysızca çıkan, sokaktaki her türlü müdahaleye açık olan kusurlu ses, yaşayan sestir. Radyonun ‘ideal sesi’ olarak tanımlanan şey, bir tür temsildir, ölüdür. Kusurlu ses canlı ve içtendir. ‘İdeal ses’ ve ‘kusurlu ses’in ulaştıkları gövdede yarattıkları çınlama çok farklıdır. İdeal ses mesafe yaratır ama kusurlu ses, ulaştığı gövdenin yanı başındadır. Kulaktan giren seslerin “aklımıza, düşünceler kadar yakın olduğu”nu varsayarsak, yakın mesafeden işittiğimiz kusurlu ses, düşünmenin bir parçası oluverir. Kusurlu ses, ‘gündelik ses’tir.
Oda Projesi