17 Mayıs 2005
Jan Aart Schoelte ile söyleşiden

Küreselleşme

Küreselleşmeyi bir süreç olarak düşünebiliriz; bu süreçte insanlar dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar birbirleriyle daha fazla bağlantı kurma imkânına sahip oluyorlar. Bu anlamda gezegen çapında bir bağlantılı olma durumundan söz etmek mümkün. İşte bu gezegen çapında bağlantılılık bağlamında küresellik ile, pazar açılması anlamında küreselleşme arasına bir fark koymak lazım. Küreselleşmeye genellikle küresel çapta bir açık pazar anlamında bakanlar var, bence bu çok sınırlayıcı. Sadece ekonomik bir vurgu var burada, halbuki daha çokyönlü bir konu. Sanki küreselleşme ile ilgili tek bir siyaset varmış gibi, ‘liberalizasyonu gerçekleştirmek lazım, deregülasyonu gerçekleştirmek lazım’ gibi anlaşılıyor.

‘Küresel Bağlantılılık’ Hali

Bence bu küreselleşme kavramını farklı bir siyasi, ya da farklı birkaç siyasi yaklaşımla gezegen çapında bir bağlantılılık durumu olarak algılamak daha doğru. Bu şekilde küreselleşmeye karşı olanlar ile, farklı bir küreselleşmeden yana olanlar arasında da bir ayrım yapma olanağı doğuyor. Bazı insanlar, giderek artan bir şekilde küresel bağlantılılığı bir çeşit olumsuz vurgulama ile algılıyorlar; küresel ısınma, yoksulluk, açlık, kültürel yokolma, askeri maceralar ve bunun gibi bazı başka olumsuz kavramlar. Onlar için küreselleşme bütün bu kötülüklerle bağlantılı ve biz bu bağlantıları koparmak istiyoruz, dolayısıyla ‘küresizleştirmeyi’ istiyoruz diyorlar.

‘Geri dönüşüm’ sembolü dünyanın her yerinde aynı şeyi ifade ediyor.↩︎

Eğer bir takım güçler, yani bu eğilimi temsil eden güçler, gezegen çapında o kadar güçlüyse, zaten bunları yok etmeye çalışmak baştan başarısızlığa mahkûm bir girişimdir. Burada, bu bağlamda küresellik karşıtı olmak yerine, küreselliğin farklı bir şeklini savunmak daha anlamlı gibi görünüyor.

 

Tabii bu da siyasi bir tartışma; çünkü bir yandan da kötülük anlamında küreselleşmenin olumsuz sonuçlarını gidermek için bu süreci yavaşlatmak lazım. Başkaları da diyor ki “hayır, bunları pozitif bir şeye dönüştürmek de mümkün”.

Farklı Küreselleşmeler

Susan George küreselleşmeden neo-liberal bir proje olarak söz ediyor. Neo-liberal derken de, liberalizmin yeni bir versiyonundan, daha küresel olmaya bakan bir liberalizmden ve ‘serbest’ pazarlara bakan bir küreselleşmeden söz ediyor. İşte pek çok şirket çevrelerinde teşvik edilen küreselleşme bu. Belli başlı devletler, G7 grubu gibi, bunu teşvik ediyorlar, IMF bunu teşvik ediyor, uluslararası finans kuruluşları, tabii ki finans dünyası da. Ancak Susan George, zaten kitabının başlığında da ‘başka bir dünya mümkündür’ derken, ‘başka bir küreselleşme mümkündür’ demek istiyor, yani farklı bir küreselleşme mümkündür ve bence de bunu geliştirmeliyiz. Hatta çoğul olarak kullanmalıyız, ‘farklı küreselleşmeler’ demeliyiz; çünkü tekil bir görüşe anti-tez olarak çoğul bir kavramı geliştirmek anlamlı.

Gezegene Hükmetme İradesi

Küreselleşme dünya çapında insanları etkileyen bir süreç; teknolojik olarak, ekonomik olarak… Bütün bunlar insanın doğaya hükmetme dürtüsünden kaynaklanan şeyler. İnsanlığın kendisi için gezegene hükmetme iradesini ifade ediyor. Eğer bu yanlış bir şekilde yapılırsa kıyamete yol açacak. Şimdi bu soruna yaklaşırken ılımlı bir takım reformlarla mı yaklaşacağız? Mesela dün ben buraya geldikten sonra İstanbul’da dolaşıyordum, geri kazanım bidonlarını gördüm; kâğıt için, cam için… Bunları her yerde görüyorum; Brezilya’da görüyorum, Tayland’da görüyorum, Avustralya’da görüyorum, Britanya’da görüyorum… Dolayısıyla dünyanın her tarafında insanlar bir şekilde çöplerini doğru bir şekilde atmaya çalışıyor. Bu küresel bir çevre yanıtı ama çok sınırlı bir yanıt. Acaba daha radikal bir şey yapmak için hayal gücümüzü çalıştırabiliyor muyuz? Hayal gücümüzü ekonomiyi yeniden tasarlamak için, daha az yıkıcı bir olgu olması için seferber edebiliyor muyuz? Doğa ile olan bütün ilişkimizi yeniden tasarlama imkânımız var mı? Çok zor.

Küresel Yurttaşlık Durumu

Ama şunu söyleyebiliriz en azından; küresel bilinçlenmenin gelişmesi büyük ölçüde ekolojik bilinçlenme olarak gelişiyor ve belki de tarihte bir uzun süreç içerisinde önemli bir dönüşüm olarak görülebilir. Sadece ekolojik anlamda değil, ama aynı zamanda insancıl anlamda diyelim. Bu insanlık dediğimiz, insanların kendi kimliklerinden söz ederken kullandığı bu kimlik bile bir tanımdır. Yani insancıl yardımdan söz ediyoruz, bir dünya topluluğundan söz ediyoruz… Bütün bunlar 50-60 yıldır varolan kavramlar. Tabii ki insan hakları daha eski geçmişe dayanan bir kavram ama kullanımı açısından de oldukça yeni. Bu insanların her yerde aynı olması gerektiği anlamına gelmiyor tabii ki. Yani kültürel, dini farklılıkları ortadan kaldırmalıyız anlamına gelmiyor. Ancak; insanlık olarak birbirimizle bir dayanışma duygusuna sahibiz ve bu da gelişen bir şey. Bu anlamda küresel yurttaşlık gibi bir kavramdan söz etmek mümkün artık ve bu da umut vaat eden bir durum. Nasıl yaptığımıza bağlı tabii, ama bu da olasılıklar arasında.

Kültürler-Arası Bir Kültür

Küreselleşme bazıları tarafından liberalizasyon olarak algılanabiliyor, bazıları ise küreselleşmeyi evrenselleşme olarak algılıyor. Yani homojenleştirme, batılılaşma, sömürgeleştirme, Amerikanlaştırma gibi; tek bir küresel insan hakları kültürü olacak ve bu dünyanın geri kalan kültürlerine hükmedecek. Bunu görmek beni çok ürkütür doğrusu. Geçmişte gezegen çapında ilişkiler olduğunda, bunlar genellikle emperyalistler arası ilişkilerdi. Genellikle Batı ağırlıklı güçler dengesini ifade eden ve geri kalan herşeye hükmeden bir ilişki ağını kastediyorduk. Ama eğer siyasi ve kültürel anlamda, hem de ekolojik olarak sürdürülebilir bir küreselleşme olacaksa o zaman çok daha kültürler arası bir kültür anlayışı lazım. Yani tek yönlü bir kültürden ziyade ihtiyacımız olan şey bu…

(Bkz; Küreselleşme-Erika Örneği; Ayrıca Bkz; Elipsoidleşme: Bir Garip Küreselleşme)

Jan Aart Scholte1 ile yapılan söyleşiden.

Pr; Açık Gazete

Yt; 17 Mayıs 2005.


  1. Jan Aart Scholte: Siyasal Bilimler ve Uluslararası İlişkiler Profesörü, Warwick Üniversitesi.
Paylaş:

Önceki Yazı

Küresel Isınma

James Hansen Çev: Ömer Madra
  Küresel Isınma denince ilgili bilim topluluğunda anlaşılan şey ile küresel ısınma  konusunda asıl  bilgi sahibi olması gerekenlerin –yani halkın…
Devamını Oku

Sonraki Yazı

İlgili İçerikler

Genel Kurul

Ömer Madra
  Sevgili ortağımız, Çok ortaklı bir şirket yapısına sahip olmanın pek çok yararının yanı sıra, bir de sakıncası oluyormuş; bunu…
Devamını Oku

George Eliot

Halil Turhanlı, Ömer Madra
Asıl adıyla Mary Ann Evans taşrada doğmuş, taşrada büyümüştü. Taşralı ama varlıklı bir ailenin kızıydı. Babasına, çevresine başkaldıran; babasına bir…
Devamını Oku

Deniz Otobüsü

Eser Tütel
İstanbul insanının yirmi dakikalık bir mutluluğudur vapura binmek. Amaç tabii gideceği yere bir an evvel varmak, en iyi şekilde varmaktır,…
Devamını Oku