(Galata Köprüsü, İstanbul) 80’lerin ortalarından,yandığı/yakıldığı 92’ye kadar, Kemancı’nın başkenti olduğu altkültür(ler) cumhuriyeti. Önceleri özgün müzik dinleyen gençliğin, çevre semtler sakinlerinin ve turistlerin takıldığı mekân daha sonra müşteri yelpazesini rocker, punk ve metalcilerle renklendirerek efsane haline geldi.

Erkin Koray’dan Sepultura’ya, Ahmet Kaya’dan Deep Purple’a uzanan bir geceyi bira içip, muhabbet ederek geçiren ‘köprü altı çocukları’, nev’i şahsına münhasır tiplerden oluşuyordu. Balıkçılar, devrimciler, eşcinseller, turistler, ressamlar, eroinmanlar, müzisyenler, karikatüristler, esrarkeşler, gazeteciler, öğretim üyeleri, torbacılar, şairler, punklar, alkolikler, pezevenkler, şizofrenler, metalciler, yankesiciler, midyeciler, sivil polisler, üniversite öğrencileri, rastalar, hastalar, yayıncılar, magandalar ve bütün bunları izlemeye gelen meraklılar bir daha asla yaşanmayacak bir döneme şahitlik etti.
Köprüaltı hiyerarşisinde gıpta edilen önemli bir rütbeye sahip olan ‘müdavimler’, aralarından ayrılanlara hâlâ şehit muamelesi yaparlar ve Duman’ın ‘Eski Köprünün Altında’ şarkısını nerede duysalar, hüzünlü bir gururla biralarını havaya kaldırırlar.
-‘Köprüaltı çocukları’nın kutsal kitabı, Norveç’li yazar Ingvar Ambjörnsen’in Beyaz Zenciler’iydi.
Nejat İşler