18 Ağustos 2003
Horacio Durán

İnti İllimani

1967 yılında Şili’de Santiago’da ilk kez birlikte çalmaya başladığımız dönemde, tek düşümüz, insanların hissettikleri, yaşadıkları herşeyi enstrümanlarımızla ve şiirin gücüyle dile getirebilmekti. Bu bizim temel düşümüzdü. Ve tabi ki ülkemizde adalet ve demokrasi için savaşmak da. O dönem büyük başkan Allende iktidardaydı Şili’de. Biz bugün hâlâ grubun kurulduğu dönemdeki çok eski şarkıları seslendiriyoruz. Yani 30 yılı aşkın süredir seslendirdiğimiz şarkılar var. Aynı zamanda yeni tarzları da kullanıyoruz bestelerimizde. Ama bunları da köklerimizin dayandığı müziklerle birleştiriyoruz. Bir bakıma çok şey değişti İnti-İllimani’nin müziğinde. Biz daima popüler müziğe, yeni tekniklere açık olduk. Ama popüler besteler yapan grup üyeleriyle topluluğun geçmişten gelen müziğine sadık kalan besteciler hep birlikte çalışıyorlar. Örneğin, şarkılarımızın büyük bir bölümünü besteleyen ve yıllardır müzik direktörlüğümüzü yapan Horacio Salinas var; grubun en eski üyelerinden biridir Horacio. Salinas’ın besteleriyle Inti-İllimani’nin yeni ve genç üyelerinin besteleri, köklerimizden büyüyen sesimize uygun bir biçimde iç içe geçiyor.

Adaletten ve Özgürlükten Bahseden Şarkılar…

Tüm sanatçılar yaptıkları işlerin insanlara ulaşmasını, anlaşılmasını hayal eder. İnsanlar bizim yaptığımız müziği çok farklı nedenlerle seviyor olabilirler. Ama sanırım bu sevginin temelinde, bizim işimizi sevmemiz, müziğimize tüm sevgimizi veriyor olmamız yatıyor. Bunun sonucunda da dünyanın dört bir yanından pek çok insan bizi dinliyor, bizim müziğimizi seviyor. Biliyoruz ki Türkiye’de de bizi dinleyen, Güney Amerika’dan gelen bu müziği seven çok insan var.

İnti-İllimani adını Bolivya Andları’ndaki İllimani dağından alıyor ve ‘İllimani’nin ışığı’ anlamına geliyor.

Bunun nedenini bilmiyorum, ama şunu söyleyebilirim: Güney Amerika’dan beslenen, bizim ülkemiz Şili’den, yerli kültüründen gelen bu müzik bizim kıtamızın özelliklerini taşıyor. Adaletten ve özgürlükten bahseden şarkılarla dolu, çok ateşli, aşk dolu, etkileyici bir müzik bu. Sanırım tüm bunlar insanların bizim yaptığımız şarkıları sevmesini sağlıyor.

Bu söyleşiyi dinleyen, okuyan herkese söylemek istediğim bir şey var. Biz 1973 yılından 1988 yılına kadar İtalya’da sürgünde yaşamak zorunda kaldık. Çünkü diktatör Pinochet tarafından ülkemiz Şili’de yasaklanmıştık. Biz ülkemize demokrasiyle birlikte dönebildik ancak. Bu 15 yılın ardından Şili’ye döndüğümüzde ilk gördüğümüz şey, ülkemizde bizi daha önce hiç görmemiş binlerce gencin varlığıydı. Biz Şili’den uzaktayken burada yepyeni bir nesil yetişmişti ve bu genç nesil bizi hiç görmediği halde, bir şekilde bizim müziğimizi duymuş, İnti-İllimani’yi sevmişti ve şarkılarımızı ezbere söyleyen bir genç nesildi. Karşımızda, özellikle de genç insanlardan oluşan bu kadar kalabalık bir dinleyici kitlesi bulmak bizi önce çok mutlu etti. İlk farkettiğimiz buydu. Başka bir açıdan baktığımızdaysa; Pinochet’nin başında olduğu diktatörlük rejimi altında ülkede çok fazla şey değişmişti.

İnti-İllimani.↩︎

Özellikle de bizim için. Pinochet çok muhafazakâr bir yapı kurmuştu Şili’de. Çok sayıda insan kaybedilmişti. Sonunda 1990 yılında Şili’ye yeniden demokrasinin gelmesiyle pek çok şey, daha iyi yönde değişti. Pinochet rejiminin sona ermesinin ardından geçen 13 yıl içinde artık herşey çok daha iyiye gidiyor Şili’de.

“Dünya Üzerinde Olan Biten Herşeyden Etkileniriz”

 

Biz sanatçılar, her zaman, her yerde dünyada olan biteni, hissettiklerimizi, gördüklerimizi söylemek zorundayız. İnsanların yaşadıklarını bir şekilde, ama mutlaka dile getirmek zorundayız. Bu öncelikli görevimizdir. Bu yüzden bizim için politikayı sanattan ya da hayattan ayırmak mümkün değildir. Biz sanatçılar bir bütünüz. Bir kişi ya da bir grup; ama bölünemeyiz. Kendimizi insanlardan, dünyadan soyutlayamayız. Dünya üzerinde olan biten herşeyden etkileniriz.

Pinochet’nin diktatörlük rejimi altındayken de bu rejimle çok savaştık ve aleyhinde şarkılar söyledik. Ama artık Şili’de, ülkemizde bu hikâye sona erdi. Şurası çok açık ki, artık o dönemde yaptığımız şarkıları söylemiyoruz. Ama başka duygularla bestelediğimiz yeni şarkılar var söylememiz gereken. Yani politika ve sanatı birbirinden ayırmak olanaksız. Sanat, sanatçının etkilendiği, hissettiği her şeyden etkilenir.

Horacio Durán 1 ile söyleşiden  

Pr; Açık Dergi 

Yt; 18 Ağustos 2003.


  1. Horacio Durán: İnti İllimani topluluğu üyelerinden.
Paylaş:

Önceki Yazı

İnternet’te Açık Radyo

Açık Radyo
Açık Radyo, yeryüzünde İnternet’in yeni yeni yaygınlaşmaya başladığı bir tarihte –bütün dünyada kullanıcı sayısının yalnızca birkaç on milyon civarında olduğu–…
Devamını Oku

Sonraki Yazı

İsmet Polat

Eraslan Sağlam
Hani biraz uğraşsam kısa pantolonlu yıllarımdan biraz sonra bile diyebilirim… Allahtan ‘capri’ler modaydı. Yoksa yaşımı gizleyebilmem ne mümkün… Seksenli yılların…
Devamını Oku

İlgili İçerikler

Hızlanma Sendromu

Ömer Madra
Vakit nakittir! Vakitten kıymetli hiçbir şeyimiz olamaz. Ve sabrımız gün geçtikçe daha hızlı tükeniyor. Buna devâ: Hayatımızı kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı…
Devamını Oku

Münir Nurettin Selçuk

İncila Bertuğ
 Ölümlü dönemi: 1899 -27 Nisan 1981 İstanbul. Münir Nurettin Selçuk, 22 Şubat 1930 tarihinde kendisinden önce hiçbir alaturkacıya (!) verilmeyen,…
Devamını Oku

Destek

Metin Sezgin, Şiir Su Sezgin
Açık Radyo bahane… Kızımla birlikte Açık Radyo’ya desteğimizi sürdüreceğiz. Sürdüreceğiz çünkü biliyoruz ki; sadece Açık Radyo’ya değil, ama Açık Radyo…
Devamını Oku