Hip-hop’la ilgili söylenmesi gereken ilk şey belki de şu: Hip-hop bir müzik türü değildir. Bu gerçekle ilgili en güzel lafı, New York’un Bronx yöresinin en mühim MC’lerinden KRS-ONE söylemiştir: “Rap is something you do. Hip-Hop is something you live.” (Rap yaptığınız şeydir. Hip-Hop ise yaşadığınız şey.) Hip-hop bir kültürün adıdır ve bu kültürü meydana getiren dört element vardır. Rapping ya da MC’ing, DJ’ing, Breakdancing ve Graffiti.
Rapping
Rapping ya da MC’ing, bir müzik üzerine ya da müzik olmadan ritmik ve kafiyeli şekilde konuşma sanatıdır. Bu sanatı icra eden kişiye rapper ya da MC denmektedir. MC sözcüğü Master of Ceremonies teriminin kısaltılmışıdır. Büyük Katolik kiliseleri ve katedrallerde ayinin aşamalarını katılımcılara bildiren ve açıklayan, mikrofon kullanma yetkisi olan kişi anlamında kullanılan bu terim artık hip-hop’la özdeşleşmiştir. MC sözcüğü hip-hop jargonu içinde ‘Microphone Controller’, ‘Mic Checka’ (Microphone Checker) ya da ‘Music Commentor’ anlamlarına da gelmektedir. Rapping’de amaç parlak, kıvrak, kafiyeli, melodik cümleleri arka arkaya sıralayarak karşındakini etkilemek ve kendini dinletmek olarak özetlenebilir. Her MC bu işi diğerlerinden daha iyi yaptığını savunur. Bu tezi savunurken en iyi cümleleri kuran MC en iyi MC’dir. Bu işi beceremeyen MC’lerin önüne ise jargonda dandik anlamına gelen ‘wack’ sıfatı yapıştırılır.

Rap, Scat, Dis…
İngilizcede ‘vurmak’ anlamına gelen ‘rap’ sözcüğü, zenciler arasında yıllar boyunca çeşitli anlamlarda kullanıldı. Rap, 1870’lerde ‘sohbet etmek’, 1900’lerin başında ‘muhbir’ demekti. 1950’lere gelindiğinde rap artık müzikli ya da müziksiz olarak ritmik bir şekilde konuşmak anlamına geliyordu. Nihayet 80’lerde sürekli bir beat eşliğinde rap vokaliyle yapılan müziğe rap adı verildi. Hip-hop’a Afrika’ın sözel anlatım geleneğinden miras kalan rap’in kaynağı oldukça eskilere dayanıyor. 20. yüzyılın başlarında ‘toasting’ adı verilen eğlencelerde erkekler, Türkiye’deki aşık atışmasına benzeyen bir tür konuşma dövüşü yapıyorlardı. Bu yapı ve konuşma tarzı rap’in kökenini oluşturdu. Sözlerle rakibini yenmeye ‘disrespect’ sözüğünün kısaltması olan ‘dis’ deniyordu. Rap’in oluşumunda etken olan öğelerden biri de, sesi bir entstrüman gibi kullanarak konuşmak anlamına gelen ‘scat’ti. Louis Armstrong, Ella Fitzgerald, Betty Carter gibi caz müzisyenleri aynı zamanda büyük birer scat ustasıydılar. Sözel bir kültürel gelenek ve Afrika kökenli zengin bir müzikal altyapı üzerine kurulan hip-hop’ın isim olarak ortaya çıkışı ise şaibeli. Farklı kaynaklara göre Hip-hop terim olarak ilk kez ya Dj. Hollywood, ya Malcolm X, ya da Afrika Bambaata tarafından kullanıldı. Günümüzde ise rap sözcüğü old-school hip-hop’ı, hip-hop’da new-school’u tanımlıyor.
Sona Ertekin
DJ’ing
DJ’ing, iki turntable (pikap), bir mixer ve bir kulaklık yardımıyla iki ayrı plakta çalan müziği mikslemek ve ‘scratch’ yapmak anlamında kullanılmaktadır. Scratch yapmak en kaba anlamıyla plağı ileri geri itmek ve bu seslerden seçilen küçük kısımları dinleyicilerin duymasını sağlamaktır. Zaman içinde başta DJ Grandmaster Flash olmak üzere DJ’ler tarafından geliştirilmiş ve başka müzik türlerinde de kullanılmaya başlanmıştır. Scratch’in keşif hikâyesi de oldukça ilginçtir. Grand Wizard Theodore henüz 10 yaşlarındayken, bir partiye DJ’lik yapmaya gitmiş olan abilerinin ekipmanlarını kurcalamaktadır. Annesi müziğin sesini kısması için içeri girdiğinde eli plaklardan birinin üzerinde kayar ve böylece scratch yapmayı keşfeder.

Hip-hop’ın babası olarak anılan isim ise DJ Kool Herc’tür. Jamaika’dan Bronx’a göçmüş olan Kool Herc 1973’te ilk sokak partisinde pikapları ve mikseriyle işbaşı yapar. Bronx tayfasına reggae müziği sevdiremeyince eski soul, funk ve R&B şarkılarına döner. Çaldığı şarkılarda bas ve vurmalılardan oluşan, en saf ritmleri barındıran kısımlar, dans etmeye en uygun yerlerdir. Kool Herc bu kısımları uzatmak için aynı plağın iki kopyasını kullanmayı keşfeder. ‘Break’ ya da ‘Breakbeat’ adını alan bu keşif önce hip-hop’ın, ardından da dans müziğinin temeli olacaktır.
Breakdance
Breakdance, DJ Kool Herc’ün verdiği partilerde gelişme fırsatı bulmuştur. Çeşitli atletik figürlere zaman içinde yenileri eklenmiş ve breakdance hip-hop kültürünün ayrılmaz bir parçası olmuştur. Breakdance yapanlara kısaca ‘b-boy’ ya da ‘b-girl’ adı verilmektedir. Breakdance, şarkıların rap yapılan kısımlarında değil, ‘break’ kısımlarında yapılır. Bir MC rap yaparken dans etmek saygısızlık addedilmektedir. Rahat dans edebilmek için eşofmanlar ve kalın tabanlı spor ayakkabılar tercih edilir. Hip-hop’ın tüm elementlerinde olduğu gibi breakdance’te de atışma kültürü vardır. MC’ler sırayla rap yaparlar. DJ’ler sırayla pikaplardaki hünerlerini gösterirler. B-boylar da sırayla sahne alarak klasik ya da kendilerine ait figürlerin kombinasyonlarını yaparlar. B-boyların yanlarından ayırmadıkları bir ekipman da ‘boombox’ olarak adlandırılan portatif kaset-CD çalarlardır. Dans etmeye uygun bir zemin ve pilleri takılmış bir boombox gösteri için yeterlidir.
Graffiti
Graffiti’nin tarihteki kökleri ise antik Yunan ve Roma İmparatorluğu’na kadar gidiyor. Hip-hop kültüründeki graffiti ise sprey boya ile imza atmaktır. Bu imza grafik ve estetik değer taşıyan bir yazı ya da çizim olabilir. İmza her yere atılabilir, duvarlar, dalgakıranlar, tren vagonları, kaldırımlar. Mühim olan imzanın görülebilecek bir yerde olmasıdır. Jargonda graffiti yapmaya ‘bombalamak’ da denir.

Rap
Hip-hop denilince atlanmaması gereken mühim bir isim de Mr. Magic. Mr. Magic radyoda ilk rap programını yapan kişiydi… New Jersey radyo istasyonlarından WHBI’da Mr. Magic’s Rap Attack programına başladığında tarihler 1979’u gösteriyordu. Bu tarih oldukça önemli… Yıllardır Bronx gettolarında gelişimini sürdüren rap ve hip-hop kültürü ilk defa bir plak aracılığıyla bu kültürü tanımayanlara ulaştı. Sugarhill Gang ‘Rapper’s Delight’ıyla büyük bir gürültü kopardı. Bu gürültü Grandmaster Flash and the Furious Five, Kurtis Blow, Afrika Bambaata & The Zulu Nation’la büyüdükçe büyüdü…

Herkes rap yapmaya başladı, bir süre sonra funk altyapılı birbirinin fazlasıyla benzeri şarkılar piyasayı şişirdi. İnsanlar rap dalgasının miadını doldurduğunu, özgünlüğünü kaybettiğini düşünürlerken bu kez de ‘yeni usul’ rap çağı başladı. 84-88 yılları arasında ‘altın çağ’ olarak adlandırılan dönem geldi. Run-DMC insanları neye uğradığına şaşırttı. Rap ‘beyaz’ müzik listelerinde de boy gösterdi. Beyazlar rap yapmaya başladı, Beastie Boys tarihe adını kazıdı. Ardından Public Enemy bu müziğin gettodan geldiğini ve onun sesi olduğunu hatırlattı. Ama en sarsıcı gelişme ‘batı yakası’ndan geldi.
NWA (Niggers With Attitude) ‘Fuck Da Police’ single’ı ve Straight Outta Compton albümleriyle ‘gangsta’ tarzını yarattı.

Bugünlerde göz önündeki rap; maço, seksist tavırlarıyla ve R&B dirsek temasıyla kendini gösteriyor. 50 Cent, Snoop Dogg, Eminem gibi isimlerin albümleri inanılmaz satış rakamlarına ulaşıyor. Ama alternatif ve underground rap de her zaman varlığını sürdürüyor.

Silahlardan, kaltaklardan, arabalardan değil; gerçek hayattan bahsediyor. Sadece MTV’nin pompaladığı ana akım R&B ile değil, bütün müzik türleriyle besleniyor. Türkiye’de de Fuat, Sagopa Kajmer, Ceza gibi isimlerin öncülüğünde gelişen durumu Killa Hakan ‘Küsersin’ şarkısında özetliyor: “Türkçe Rap bitmedi henüz, daha yeni başladı.”
Cüneyt Bolak
Türkçe Rap
1970’li yılların başında New York’ta somutlaşan hip hop kültürünün bir öğesi olan rap, Türkçe sözlerle ilk kez Almanya’daki –gurbetçi– gençler tarafından yapıldı. Türkçe rap’in miladı olarak 1995 yılında çıkan Cartel grubunun albümü gösterilir fakat Cartel’den önce de Almanya’da Türkçe rap yapan isimlere rastlanır. Örneğin; 1993 yılında King Size Terror isimli gruptan Alper Tunga’nın ‘Defol Dazlak’ isimli bir şarkısı vardır. Türkiye sınırlarından içeri ilk ‘bandrollü’ Türkçe rap, 1995 yılında Cartel’le geldi. Cartel aynı zamanda milliyetçilik aromasıyla popülaritesini ateşledi ve 750 bin albüm sattı. Cartel’in gazete kuponuyla girilebilen stad konserleri iki gün üst üste doldu. Bu yükselişin ardından Cartel dağıldı ve gruptan Erci E ve Karakan solo çalışmalar yaptı. Günümüze gelindiğindeyse, Türkiye’de hip hop bağımsız kültürünü yaratmaya çalışıyor. Fuchs’la kurduğu Nefret grubundan ayrılıp solo çalışmalara girişen Ceza, Batı Berlin’den Türkiye’ye gelen Fuat Ergin, Sagopa Kajmer, Ayben, Sultana, Killa Hakan, Ege Çubukçu, Fresh B, Bektaş, Sırtlan, Aziza A gibi isimler Türkçe sözlü rap müzik yapan isimler arasında.
Müjde Yazıcı