Açık Radyo adıyla müsemma, herşeye açık bir radyo arkadaşlar. Biraz önce Ömer Madra geldi mesela, sağolsun kapıyı açtı bana küfretti gitti. Dedim niye abi yapıyosun, abi açık radyo dedi, bizde böyle çok rahat bi radyo dedi. Gelip enseme tokat atanlar var, bacak arama böle ‘muccık’ yapanlar var.. Rahat bir radyo… İçeride herkes süper, inanılmaz güzel. Biraz önce dediğim gibi entellektüel bir yapısı var, demin Gabriel García Márquez geçti burdan. Heyecanlandım heyecanlanmadım değil. Radyomuzun adı Açık Radyo gördüğünüz gibi. Parayla olmasa bile evden çıkarken annesi ekmeğin arasına köfte yapmış olanlar vardır, peynir ekmek koymuş, domates koymuş olanlar vardır. Açık Radyo kainattaki tüm titreşimlere, tüm seslere, peynire, ekmeğe, domatese açık radyo gerçekten de. Şu anda bu radyonun ilerlemesi, düzelmesi, içindeki ekibin tamamen değişmesi ve daha popüler bir radyo haline gelmesi için buradayız. Bu radyoyu kendimize benzetmemiz lazım arkadaşlar, onun için ben radyoyu içeriden yemeye geldim. Yavaş yavaş. Bugün ben program yapacağım, yarın buraya inşallah Demet Akalın’ı aldıracağım araya adam koyup. Tanıdıklar var Açık Radyo’da. Ondan sonra da yavaş yavaş işte Ömer Abi’yi göndeririz buradan. Ötekileri de yavaş yavaş gönderdiğimiz vakit, radyo, bu radyo bizim istediğimiz kıvama gelecek sevgili dinleyiciler…
Beyazıt Öztürk, Yt; Dinleyici Destek Projesi Özel Yayını 2006