herkesin bakış açısına göre değişen ama değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu fark ettiren; kişi ve kurumların dünya görüşlerine ve durdukları yere göre farklı şekillerde ele aldıkları bir kavram.
Örneğin Batı toplumları ‘voluntary’1 sözcüğü ile özgür iradeyi ifade ederken, bizler gönüllü diyerek gönlümüzü ortaya koyuyoruz. Bu örnek bile tek başına olayın kültürel alt yapısını anlatmak için yeterli sayılabilir.
Mühendis analitik incelemesini yapıyor, duygusal olanlar gönül vererek açıklıyorlar çalışmalarını… Çok farklı çalışma alanlarında yerelin önemi kendini belli ediyor ve ona uygun çözüm getirebilenlerin toplumsal başarıya ulaşabildikleri görülüyor. ‘Sosyal Girişimcilik’ çalışmalarının daha çok kabul gördüğü ve yeni fikirlerin bu alanda ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor.
Duygulara Hitap Eden Çözümler
Sadece Türkiye’ye değil dünya geneline bakıldığında da ânında duygulara hitap eden çözümlerin daha çok katılım sağladığı ve bu nedenle yapılan kampanyaların duyguları hedef alması gerektiği söylenebilir. Bu bir anlamda bilinçlenme seviyesini öteliyorsa da, gönüllü anlayışa sahip olmaya başlayan kişiler daha sonra bilinçlenerek çalışmalarını daha ileri düzeye götürebiliyorlar. Sosyal sorumluluk çalışmalarında balık vermek yerine balık tutmayı öğretmeyi, daha da yeni bir tanımlama ile balık endüstrisini etkilemeyi hedef alanların sayısının da giderek arttığı gözleniyor.
Sivil toplumun özel sektörü ve kamuyu etkilemeyi hedeflemesi de bu alanda giderek gelişen bir anlayış. Bu konuda başı çekenler ise yine sosyal girişimciler. Aslında bunun böyle olması da son derece olağan. Öte yandan sosyal girişimcilerin etki ve başarısını gören aktivistler ve kurumlar da onların yaptıklarını örnek alarak çalışmalarını geliştiriyorlar. Böylelikle gönüllülük ve sosyal sorumluluk, dünyada en çok istihdam artışı sağlayan bir üçüncü güç olarak ortaya çıkıyor. Bu alan Türkiye’de daha beş sene önce iş bulamayanların veya paraya ihtiyacı olmayanların çalışmayı düşündüğü yerler olarak görülürken, bugün başka iş fırsatları olduğu halde toplumsal fayda sağlayan kurumlarda çalışmak isteyen gençlerin sayısı giderek artıyor.
Sivil Platformlar
Sosyal sorumluluk alanında bir başka yeni açılım da sivil platformlar. Daha önce hiç yan yana gelemeyen farklı görüşler yavaş yavaş diyaloglarda yer almaya başladı. Bunun sonucunda herkesin öğreneceği ve faydalanacağı yeni sentezlerin ortaya çıkmaya başladığını ve bunun giderek artacağını söylemek de mümkün.
Olumsuz olarak adlandırılabilecek bir konu ise, fonlar! Bu fonlar nedeniyle güzel çalışmaların yanı sıra maalesef sadece para almak için yapılan projeler bu alanın suistimaline neden oluyor. Çek Cumhuriyeti’nde ve Mısır’da geçmişte yaşanan olayların benzerlerinin tekrarlanmaması amacıyla bu fonlar kesildiğinde ‘sivil toplum’ artık toplumun kendisini ayakta tutmak için şimdiden yeni seçenekler oluşturmak zorundadır. Bunlardan bir tanesi kamuoyu oluşturarak ‘kâr amacı gütmeyen kuruluşlar’ anlayışını yerleştirmek ve kanuni alt yapısını oluşturmak için devleti zorlamak; diğeri de bireysel ve kurumsal kimlikleri çözümün parçası olmak için katılıma teşvik etmektir.
Sonuç olarak, STK ve sivil duyarlılıkta olumlu gelişmeler yaşanmakta ve her sene bir önceki seneden daha olumlu ve doğru çalışmaların ortaya çıktığı gözlenmektedir. Hülya Denizalp .
- Latince ‘volontarius, voluntas’ kökünden gelen ‘voluntary’ sözcüğü ‘özgür irade’ anlamına gelen ‘free will’ sözcüklerini karşılamaktadır.↩︎