Çeviren: Sona Ertekin, Ömer Madra

Enola Gay

 

Studs Terkel: Biz iki moruk burada oturuyoruz. Ben ve 89 yaşındaki emekli tuğgeneral Paul Tibbets. Onun uzun yıllardır yaşadığı yerde, memleketi Columbus, Ohio’dayız.

Paul Tibbets: Olmadı, düzetmen lazım. 89 dedin, halbuki ben sadece 87 yaşındayım.

Studs Terkel: Biliyorum. Ben de 90 yaşındayım. Sana üç yıl fark attım yani. Sen ve eşin, bir de ben şimdi beraberce güzel bir öğle yemeği yedik. Lokantada otururken baktım da, yanımızdan insanlar geçiyordu. Senin kim olduğunu bilmiyorlardı. Oysa evvel zaman içinde, sen, Enola Gay adlı bir uçakla Japonya’da, Hiroşima şehrinin semalarında uçmuştun. Bir Pazar sabahıydı –6 Ağustos 1945– ve bir bomba düşmüştü. Atom bombasıydı bu; ilk atom bombası. Ve işte o an, bütün dünyayı tersine döndürdü. Sen o uçağın pilotuydun.

Paul Tibbets: Evet, pilot bendim.

Studs Terkel: Ve uçağın Enola Gay de adını…

Paul Tibbets: Annemden alıyordu. Babamla evlenmeden önce annemin adı Enola Gay Haggard’dı. Babam asla uçmamı desteklememişti –uçaklardan ve motosikletlerden nefret ederdi. Onlara üniversiteyi bırakacağımı ve hava kuvvetlerine katılıp uçacağımı söylediğimde babam bana şöyle demişti, “Seni okuttum, arabalar aldım, kızlarla gezip tozacaksın diye para verdim, ama bundan sonra artık kendi başınasın. Kendini öldürmek istiyorsan, buyur git, umurumda bile değil.” Sonra annem usulca şöyle dedi: “Paul, gidip uçmak istiyorsan, tamam. Herşey yolunda gidecek.” İşte bu kadar. (…)

“Herşey Yolunda Gidecek…”

Studs Terkel: Atom bombasının ne kadar güçlü olduğunu biliyor muydun? Sana bunu anlatmışlar mıydı?

Paul Tibbets: Hayır, o sırada hiçbirşey bilmiyordum. Ama örgütleme nedir onu iyi bilirdim. (…)

Studs Terkel: Oppenheimer sana bombanın ne kadar yıkıcı olduğunu anlatmış mıydı?

Paul Tibbets: Hayır.

Studs Terkel: Peki nasıl öğrendin?

Paul Tibbets, 1915-2007.

Paul Tibbets: Dr Ramsey’den. Bana dedi ki, “Sana söyleyebileceğimiz tek şey şu, 20.000 tonluk dinamite eşdeğer bir güçte patlayacak.” Ben hayatımda bir kiloluk dinamit patlaması görmemişim. Yüz kiloluk dinamit patlamasına şahit olan kimseyi de duymamıştım bile. Belli ki bu resmen bir big bang olacaktı.

Studs Terkel: Yirmi bin ton –bu kaç uçak dolusu bomba eder?

Paul Tibbets: Sanırım bizim (Hiroşima ve Nagasaki’de) kullandığımız iki bomba, hava kuvvetlerinin savaş süresince Avrupa üzerinde kullandığı bombaların toplamından daha kuvvetliydi. (…)

Paul Tibbets: Peki bu sefer ne yapacaktık. (Oppenheimer) bana dedi ki “Dümdüz ileri uçamazsın, çünkü o zaman bomba patladığında sen de tam üstünde olursun ve tozun bile kalmaz.” Yayılan şok dalgasından tanjant ekseninde uzaklaşmamı söyledi bana. “Valla biraz trigonometri, biraz da fizik dersi almışlığım vardır” dedim, “bu durumda tanjant değeri kaç olacak?” Her iki yönde de 159 derece olduğunu söyledi. “Elinden gelen en yüksek hızla 159 dereceye dönersen, kendini bombanın patladığı noktadan en uzak mesafeye atabilirsin” dedi.

Studs Terkel: Bu dönüşü yapmak için kaç saniyen vardı?

Paul Tibbets: Bombaların yere yaklaşık 500 metrede patladığını öğrenecek kadar çok deneme atışı yapmıştım, yani 159 derece dönmek için 40 ila 42 saniyem olacaktı. (…)

Son Bir Saniye

Paul Tibbets: Böylece alçaldık işte. Benim “son bir saniye” diyeceğim irtifaya indik ve bu sözler ağzımdan çıkar çıkmaz uçak birden bire müthiş sarsıldı, çünkü 4.500 kiloluk yük ön kısımdan fırlayıp çıkmıştı. Şimdi irtifa kaybetmemek, hızımı korumak ve aynen tek parça halinde geri dönmek için elimden geldiğince hızlı bir şekilde şu dönüşü yapacaktım. Düze çıktığımda uçağın burnu biraz yukarı dönüktü ve oradan baktığımda bütün gökyüzünün hayatımda gördüğüm en güzel maviler ve pembelerle aydınlanmış olduğunu gördüm. Tek kelimeyle harikaydı. İnsanlara bunun tadını ağzımda hissettiğimi söylüyorum. (…)

Studs Terkel: Bir patlama sesi duydun mu?

Paul Tibbets: Hem de nasıl. Biz döndükten sonra şok dalgası arkamızdan geliyordu. Kuyruk tarafındaki makineli tüfekçi “İşte geliyor!” dedi. Bunu söylediği anda kıçımıza tekmeyi yedik. Bombanın şiddetini kaydedebilmek için tüm uçaklara titreşim ölçen cihazlar koydurmuştum. Şok dalgası bize iki buçuk G ile çarptı. Ertesi gün bilim adamlarından çıkarttıkları bütün sonuçları aldık. “o bomba patladığınızda sizin uçağınız ondan 17 kilometre uzaktaydı” dediler.

Studs Terkel: Mantar şeklindeki bulutu gördün mü?

“Bir Noel Ağacı Gibiydi…”

PT: Çeşit çeşit mantar şeklinde bulutlar vardır ama bunlar farklı tipte bombalardan çıkar. Hiroşima bombasında mantar bulutu olmadı. Benim damarlı dediğim türdendi. Öylece beliriverdi birden. Kapkaraydı; içinde ışıklar, renkler, beyazlar, griler vardı ve üst kısmı, dalları aşağı doğru katlanmış bir Noel ağacı gibiydi.

Studs Terkel: Aşağıda neler olup bittiği hakkında bir fikrin var mı?

Paul Tibbets: Cehennem! Bence bunu en iyi bir tarihçi anlatmış. Şöyle diyor: “Bir mikro-saniye içinde, Hiroşima şehri artık yoktu.” (…)

Studs Terkel: Bomba hakkında tekrar oturup düşündün mü?

6 Ağustos 1945, Hiroşima. Enola Gay ekibi tarafından imzalanmış: Paul Tibbets, Tom Ferebee, Dutch VanKirk ve Richard Nelson.↩︎

Paul Tibbets: Tekrar düşünmek mi? Hayır. Bak şimdi Studs; birincisi, ben hava kuvvetlerine Amerika Birleşik Devletleri’ni elimden gelen en iyi şekilde savunmak için girdim. İnandığım, ve uğrunda çalıştığım şey bu. İkincisi, uçaklarla ilgili olarak zaten oldukça deneyimliydim. (…)

Studs Terkel: Peki sana önemli bir soru. 11 Eylül’den bu yana neler düşündün? İnsanlar nükleer silahlardan, hidrojen bombasından sözediyorlar.

Paul Tibbets: (…) Bahse girerim tekrar saldıracaklar. Ve bu tam bir felaket olacak. Çünkü kafalarına ne zaman eserse o zaman yapacaklar. Bizim de bu piçleri gebertecek bir konuma gelmemiz gerekiyor. Onları mahkemeye çıkartmakmış falan boşver bunları. Onlara beş saniye yaşama hakkı vermem ben.

Studs Terkel: Peki ya bomba? Einstein atomun parçalanmasından sonra dünyanın da değiştiğini söyledi.

Paul Tibbets: Bu doğru. Dünya değişti. (…)

“Çok Sivil Öldürdünüz Geyiği”

Studs Terkel: Son olarak; “şunları nükleerleyelim”, “hadi nükleyelim bu herifleri” diyenleri duyduğunda ne düşünüyorsun?

Paul Tibbets: Eğer fırsatım olsaydı, hiç tereddüt etmezdim. Onları silerdim yeryüzünden. Tabii aynı zamanda masum insanları da öldürüyorsun ama masum insanların öldürülmediği bir savaş hiç olmadı ki bu dünyada. Gazeteler de şu “çok sivil öldürdünüz” geyiğini bıraksa keşke. Masumlar da orada bulunuyorsa, bu onların şanssızlığı.

Studs Terkel: Ha bu arada, Enola Gay’in asıl adının 82 numara olduğunu söylemeyi unuttum. Annen uçağın üzerinde adının yazılı olmasına ne diyordu peki?

Paul Tibbets: Sana babamın anlattığı kadarını söylebilirim ancak. Ciddi de olsa, önemsiz birşey de olsa hiçbir konunun annemin yüz ifadesini değiştirdiği pek görülmemiştir. Ama gıdıklandığı zaman göbeği oynardı. Babamın anlattığına göre Miami’de telefon çaldığında annem başta sessizmiş. “Sonra radyoda anons edildiğinde” dedi babam, “bizimkinin göbeği bir hopladı ki, görecektin.”1

(Bkz; Atom Bombası, Dünyayı Kurtaran Adam, Enola Gay)

Çev; Sona Ertekin ve Ömer Madra

 www.acikradyo.com.tr

 06 Ağustos 2002.

 


  1. “One Hell Of A Big Bang” The Guardian Online, 6 Ağustos 2002.www.guardian.co.uk
Paylaş:

Önceki Yazı

Emare

Ömer Madra
Bir fotoğraf: Geniş kenarlı şapkasıyla bir adam Brezilya’da bir gölde kanosunda küreklere asılmış yol almaya çalışıyor. Gölün yüzeyi, binlerce, hatta…
Devamını Oku

Sonraki Yazı

Entelektüel

Ömer Madra
Tanınmış deprembilimci Ross S. Stein, meslekdaşı Aykut Barka’nın ölümünün ardından, onun üniversitesinin rektörüne Amerika’dan sıcağı sıcağına bir başsağlığı mesajı gönderdi.…
Devamını Oku

İlgili İçerikler

Röveşata

Tan Morgül
(Chilana, Chalaca, Bicycle Kick) Ne Türk Dil Kurumu sözlüğünde, ne de Ana Britannica’da bulabildiğimiz, yeşil sahalarda da görmekte zorlandığımız bir…
Devamını Oku

Tane Mahuta

Açık Dergi
  Rata nehir kenarında oturmuş, ölen babasını düşünüyordu. Onu geri getirmeliyim, ama nasıl? Başını kaldırıp ağaçlara baktı ve karar verdi.…
Devamını Oku

Uçan Programcı

Dolunay Tanberk
  Bugün sitenize iliştirdiğiniz bir fotoğraf hem hayatın ta kendisi hem de çok güzel bir hayat dersi. Tıpkı Açık Radyo…
Devamını Oku