Emre Zeytinoğlu

Dünya Düğme Futbolu

Orhan Pamuk, İstanbul: Hatıralar ve Şehir1 adlı kitabında, çocukluk anıları arasında ağabeyi ile yaptığı bilye ya da düğme maçlarından konu açıyor ve parmak hünerine bağlı bu oyunun, kendilerine büyük zevk verdiğini yazıyordu. İlginç olan şuydu: Bilyelerin ya da düğmelerin her biri, zamanın ünlü futbolcularının adını almıştı ve iki kardeş, futbolcu olarak hayal ettikleri bu nesneleri maç sırasında birbirlerinden rahatça ayırabiliyordu: “Onları tekir kedileri sevgiyle birbirinden ayıranlar gibi bir bakışta tanırdık.”

Alex Bellos, Rio de Janerio’da yaşayan bir gazeteci. The Guardian ve Observer gazetelerinin Brezilya temsilciliğini yapıyor. 2002 yılında yayınladığı ilk kitap bir futbol kitabıydı ve Brezilya halkının yaşamını bu oyunla nasıl özdeşleştirdiğini çarpıcı öykülerle ortaya koyuyordu Bellos, kitabında şu cümlelere yer veriyor:

Mahalle aralarında çocuklar ceketlerinden koparttıkları kalın düğmelerin kenarlarını bastırıp zıplatarak futbola benzer bir oyun oynamaya başladıklarında ‘sert Britanya sporu’ kundak bezinden neredeyse yeni çıkmıştı. Brezilyalı çocuklar düzgün bir masa üstü bulup on birer düğmeden oluşan takımlar kuruyorlar ve düğmelerle vurdukları minicik bir topu, minyatür kaleye sokmaya çalışıyorlardı. Sonuçta düğme futbolu bu güne kadar geldi.2

Dünyanın hemen her yerinde, tavla pullarına, bozuk paraların üzerlerine vs. hayli düzgün yapıştırılmış numaralar (takvim yapraklarındaki rakamlar da bu iş için uygundur), zamanın futbolcularını temsil eder ve dikkatle düzenlenmiş bir fikstüre göre, hemen her gün turnuva maçları yapılır. Her çocuğun kendi oluşturduğu bir takımı vardır ve bu takımın oyuncuları ancak uzun süreli pazarlıklar sonucunda değiştirilebilir. Ciddi transfer pazarlıkları söz konusudur. Bu oyun çocukların uzun zamanlarını aldığından, aileler, sınavlarda alınan kırık notların sorumluluğunu bu oyuna yüklemeyi bir alışkanlık haline getirmiştir. Bu yüzden çocuklar, giderek büyük baskı altına girer; maçlar ise kaçamak zamanlarda ve büyük gizlilik içinde sürdürülür. Tam bir ‘futbol yasağı’ ortamında, bu oyuna ihtirasla sarılan idealistler gibidir çocuklar.

Masa Futbolu Konfederasyonu

Bellos, kitabında şöyle anlatıyor: “Bahia, Rio ve Sao Paulo eyaletlerinde oynanan düğme futbolunun başlıca üç versiyonu vardı. Bahia’daki kurallar topa benzeyen küçük plastik disklerle oynamayı ve her seferinde bir vuruş yapmayı gerektirirken; Rio’da keçeden bir top kullanılıp her seferinde üç vuruş yapılıyordu; Sao Paulo’da ise daha küçük bir masa, keçeden yapılmış bir top ve on iki vuruş öngörülüyordu. (…) Karşılıklı çekişmeler ve atışmalarla geçen onlarca yılın ardından 1980’lerin ortasında üç taraf arasında bir uzlaşmaya varıldı. Her grubun üyelerinden oluşan bir heyet, hükümet nezdinde kendi sporlarının tanınması amacıyla lobi faaliyetleri yürütmek için Brasilia’ya gitti. 29 Eylül 1988’de Ulusal Spor Konseyi, ‘masa futbolu’nun (uygulayıcılarının sayısının çokluğu ve şimdiden ulusal şampiyonaların yapıldığını dikkate alarak) fiilen bir spor olduğunu belirten bir karar yayınladı. (…) Daha sonra, başkanları bu üç grup arasında değişecek biçimde bir ulusal ‘masa futbolu’ konfederasyonu bile kuruldu.”

Bellos, Brezilya’daki düğme futbolunu (ya da Bellos’un deyişi ile ‘masa futbolu’nu) sayfalar boyu anlatırken, sözü edilen oyunun büyük ölçüde hayal gücüne bağlı olarak geliştiğini ve bu hayal gücünün ne kadar şaşırtıcı boyutlara vardığını açıkça vurguluyor. Fakat asıl şaşırtıcı olan, düğme futbolunun binlerce kilometre mesafede ve uzun zaman aralıklarıyla, birbirlerinden habersiz kişiler tarafından, yeniden ve yeniden keşfedilmesi ve oynanmasıdır. Futbolun yalnızca kulüplerden, taraftar gruplarından, futbolculardan, hakemlerden ibaret olmadığının kanıtıdır bu anlatılanlar. Emre Zeytinoğlu .


  1. Orhan Pamuk; İstanbul: Hatıralar ve Şehir. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2006.↩︎
  2. Alex Bellos; Futebol: Brezilya Tarzı Yaşa. Çev. Çiğdem Özüer. İstanbul: Literatür Yayıncılık, 2003.↩︎
Paylaş:

Önceki Yazı

Dünya Bilya Futbolu

Ömer Madra
“Yahu, çocukça bir oyun işte,” dedi Oğuz. “Bir zaman­lar iyi vakit geçirirdim bunlarla… Sonra, büyüyünce, bırak­tım… Peki peki kızma, anlatacağım.…
Devamını Oku

Sonraki Yazı

Dünya Sosyal Forumu

Tan Morgül
Toplumsal hareketlerin, yeni binyılla beraber insanlık tarihine hediye ettiği, gezegenin ‘gelmiş geçmiş’ en kapsamlı, en katılımcı, en ‘kakofonik’ vicdan ve…
Devamını Oku

İlgili İçerikler

Açık Alan

Açık Radyo
2005 yılı sonbaharında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden bir grup öğrenci bitirme projesi olarak Açık Radyo üzerine çalışmaya başladı. Bu doğrultuda gençlerin…
Devamını Oku

Chanson

Donat Bayer
Gotik Çağ, tüm Ortaçağ Avrupa’sında sanat ve düşüncenin incelik ve zarafetle buluşmasını sağlarken, o güne kadar sadece dövüşmek ve avlanmak…
Devamını Oku

Güneş Arabaları

Aytaç Gören ile söyleşiden
Güneş enerjili araçlarda elektrik motoru kullanılıyor. Tabii bu verimin epey yüksek olmasını sağlıyor, ancak güneş panellerinden aldığımız enerji gerçekten çok…
Devamını Oku