12 Temmuz 2006
Zekeriya Şen

Djembe

(Cembe) Djembe elle yapılan, devasa bir kadeh şeklinde, 30 cm çapında, çalıcısına göre 15 ile 46 cm aralığında değişen uzunlukta bir enstrüman. Geleneksel olarak ahşap bir iskeletin üzerine hayvan derisi (genelde keçi, bazen zebra, buzağı veya antilop) gerilerek ve çok sağlam bir biçimde ince urganla bağlanarak yapılır. Yapımda yalnızca dişi hayvanların derisi kullanılır. Yerel inanışa göre djembe’nin üç ruhu vardır: yapımında kullanılan ağacın, hayvanın ve onu yapan ustanın ruhları… İnanışa göre bu üç ruh, enstrümanı çalan kişiye geçer ve böylece dört kişilik, tek çalgılı bir topluluk oluşur. Çıplak el kullanılması bu etkileşimi pürüzsüz bir hale getirir.

Djembe yapımında yalnızca dişi hayvanların derisi kullanılır.

Ruhların Sesi

Djembe aynı zamanda ‘sihirli davul’, ‘mantar şekilli davul’ ve ‘şeytanın davulu’ olarak da bilinir. Efsaneye göre djembe ve/ya yaratıldığı ahşap, Djinn (Cin) isimli kötü niyetli bir yarı-tanrı tarafından insanlığa hediye edilmiştir. Usulüne göre yapılan bir djembe tek parça halinde Dimba veya Şeytanın Ahşabı adlı ağaçtan oyularak yapılır. Bu tarz geleneksel djembe’nin içi de pürüzsüz değil, girintili çıkıntılıdır. Bu özellikler enstrümana farklı bir tınısal zenginlik katar. Gelenekçiler parça parça ahşapların yapıştırılması ile üretilen djembe’leri ise ‘ruhsuz’ olarak tanımlarlar.

Darbuka ve benzeri davul kuzenleri gibi, farklı ritmler ve tınılar oluşturabilmek için çıplak elle çalınan djembe, çıktığı ülkelerde genellikle kutlamalarda kullanılır. Kadehe benzeyen şekli, ahşap yoğunluğu, oymaları ve gergin derisi sayesinde djembe oldukça çeşitli ve farklı müzik tonları sunar. Gergin derinin ortasına vurmak derin bir bas sesi verir. Derinin kenarlarına yapılan vuruşlar, tekniğine göre ya bir tok müzik tonu ya da daha yüksek perdeden oluşan bir tokatlama tınısı çıkartır. Daha farklı tonlar mevcutsa da, bunlar ancak ileri seviyedeki davulcular tarafından gerçekleştirilebilir.

Özellikle Gine ve Mali’de bulunan Maninka, Susu ve Bamana kabileleri tarafından benimsenmiş olan enstrüman, bölgedeki her türlü müziğin vazgeçilmez bir parçası. Maninka kabilesinin göçebe bir yapısı olması da djembe’nin batıda Senegal’e, doğuda Burkina Faso’ya ve kuzeyde fildişi sahillerine kadar taşınmasına neden olmuş. Şimdi ise djembe batı Afrika sokaklarından Avrupa sokaklarına kadar her yerde çalınıyor.

50’lerin sonu ile 60’lar başında anti-kolonyel hareket sonrası ortaya çıkan yeni bağımsız devletler djembe’yi kültürel bir araç olarak kullandılar. Yeni oluşturmakta oldukları müzik ve tiyatro topluluklarında djembe’ye ciddi bir rol verdiler. Böylece eski kültürle modern yapılanma arasında bir bağ kurmayı da başardılar. Bu girişimin öncülerinden olan, ve hâlâ Afrika’nın en çok saygı gören topluluklarından bir olarak görülen Gineli Les Ballets Africains sayesinde djembe 1950’lerden beri eski kültür ile modern dünya arasında gizli bir geçişin temsilcisi oldu. Djembe’nin dünya çapında üne kavuşmasını sağlayan topluluk ise 1965 yılında kurulan, Gine’nin ikinci ulusal bale topluluğu Ballets Djoliba idi. Geleneksel Afrika davul ve danslarını batı sahnesine taşıyan bu toplulukla ilk defa djembe dünyasından bir yıldız doğdu; Mamady Keita…

Mamady Keita

1950 doğumlu olan Mamady Keita müzik hayatına Gine’nin başkenti Conakry’de kurulan bir toplulukla başladı. Yirmi yıl gibi çok uzun bir süre bu grupla tutkulu bir şekilde müzik yapan sanatçı daha sonra Fildişi Sahillerinin eski başkenti Abidjan’a (Bkz; Abidjan); 1980’lerin sonunda da Brüksel’e taşındı. Burada Belçikalı ‘Fonti Musicali’ etiketi ile dokuz albüm kaydetti ve djembe davuluna olan ilgiyi tüm Avrupa’ya taşıdı.

Bu enstrümana yabancı olan kıta yavaş yavaş djembe’ye tutku ile bağlanmaya başladı ve özellikle monoton müzik tınılarından sıkılan Avrupalı sanatçılar için djembe başka bir müzik diyarına açılan kapı oldu. Uluslararası müzik piyasasına sunulan sayısız geleneksel djembe CD’leri ile bu enstrüman bir şekilde rock ve pop müzikte de kendine ciddi yer edinmeye başladı. Djembe’yi dünya platformuna taşımayı görev edinen Mamady Keita, A Life For The Djembe (Djembe İçin Bir Hayat) adlı bir kitap yazdı ve kitabın yanında verilen DVD ile meraklı müzikseverler için uygulamalı dersler sundu.

Tüm bu tutkulu ve yıllar gerektiren sabırlı uğraşlar sonucu, zamanında ufak bir kabileye ait olan djembe sonunda dünya müzik platformunda kendine önemli bir yer edindi. Enstrümana olan ilgi o kadar büyüktü ki, Mamady Keita ağırlıklı olarak djembe üzerine ihtisas veren davul okulları açmak zorunda kaldı. Zamanla büyüyen ilgi karşısında bu okullar Amerika’dan Japonya’ya, Avrupa’dan kendi memleketi Gine’ye kadar uzandı.

Gine’den Gine’ye…

Sadece okullarda çalışma grupları ile sınırlı kalmayan djembe eğitimi zamanla djembe’nin anayurduna taşındı. Bu okullarda öğrenim alan davul tutkunları eğitimlerini bir ileri seviyeye taşımak için gruplar halinde Gine’ye gitmeye başladılar. Böylece Avrupa, Gine ve Senegal arasında turizm ve ticaret kolları bir enstrüman sayesinde gitgide güçlendi. Bu ülkelere giden öğrenciler farklı bir ışık altında profesyonel davulculuk üzerine bilgi sahibi olmaya başladılar.

Cin’in insanlığa armağanı olan bu olağanüstü davul bugün arkasında kitleleri sürükleyen bir kültürel etkileşimin kaynağı haline geldi.

Zekeriya Şen, www.acikradyo.com.tr

Paylaş:

Önceki Yazı

Sonraki Yazı

Dolmuş

Nuh Köklü
Hapishane işi tabir edilen boncuktan yapılma bibloların, yanıp söndükçe loş gazino atmosferini hissettiren lambaların, dolmuşun ilk alındığı gün çekilen hatıra…
Devamını Oku

İlgili İçerikler

Yapmamışlardır

Hilmi Tezgör, Leman Sam
Ömer Madra’nın Açık Gazete’de zaman zaman kullandığı iyimser sözcük. Program esnasında arkadaşının verdiği kötü bir habere inanmak istemezse, Madra böyle…
Devamını Oku

Mahalle

Nuh Köklü
Kurtuluş Savaşı’nda başına isabet eden mermi çıkartılmadığından, söylediklerinin ‘gaib’den haberler olduğuna inanılan Recep’in; Abdülhamit’in son selamlığa çıktığı günü hayatının en…
Devamını Oku

Parti

Açık Radyo
  Açık Radyo’nun, yayın hayatına başlamasına 6 ay kala yayınlanan Manifestosu, “…Eğlenemiyoruz!” diye başlıyor ve şöyle devam ediyordu: “Radyo, televizyon,…
Devamını Oku

Münferit Olaylar

Ahmet İnsel, Avi Haligua, Ömer Madra
Kolombiya’da Bogota’da yayınlanan El Tiempo gazetesinde 2006’nın Eylül ayında çıkan bir haber, bomba yüklü araba ile yapılan, hatta bir tanesi…
Devamını Oku