bir kişinin bir iş alanındaki çıkarlarının veya faaliyetlerinin başka bir iş alanındaki çıkarları veya faaliyetleriyle bağdaşmazlığı olarak tanımlanabilir. Başka bir ifadeyle çıkar çatışması, bir kişinin birbiriyle çelişen, birbirine gölge düşüren, birinin icrası diğerinin düzgün bir şekilde yürütülmesine engel olan işler yapması durumunda söz konusudur. Batı ülkelerinin birçoğunda kanunlar ve meslek ahlâk ilkeleri çıkar çatışmasına izin vermediği gibi, bunu engelleyen bir kültür de yaygındır. Bazı alanlarda Türkiye’de de çıkar çatışmasını önleyici yasal düzenlemeler vardır. Ama kavram olarak ‘çıkar çatışması’ Türk kültürüne yerleşmiş olmaktan uzaktır.
Çıkar çatışmasına örnekler vermek gerekirse: Siyaset adamlığı ile iş adamlığı birbiriyle bağdaşmaz, çünkü söz konusu kişinin siyasi konumunu ticari çıkarlarını ilerletmek için kullanabileceği kuşkusu doğar. Bunun için Batı ülkelerinde siyasete atılan iş adamları ticari işlerinin idaresini kayyumlara devrederler. Örneğin üniversite öğretim üyeleri, aynı zamanda şirket yöneticiliği yapamazlar. Üniversitelerin, öğretim üyeliğiyle bağdaşmayan işleri sıralayan meslek ahlâk kuralları vardır.
Siyaset adamlığı ile gazetecilik de birbiriyle bağdaşmaz işlerdir. Çünkü gazetecinin mesleğinin mi, yoksa mensup olduğu partinin çıkarlarını mı önde tuttuğu konusunda şüphe uyanır. Bu yüzden Türkiye’de bile bazı gazeteler siyasete atılan gazetecilerin mesleği bırakmalarını istemeye başlamıştır.
Gazetecilikle Bağdaşmayan Meslekler
Gazetecilikle bağdaşmayan işler, siyasetten ibaret değildir. Gazetecilik, iş adamlığı ile de bağdaşmaz. Bir gazetecinin iş adamlığına girişmesi halinde meslek ahlâk ve ilkelerini ticari çıkarlarına feda edebileceği şüphesi doğar. Bir yandan uluslararası müteahhitlik yapan bir köşe yazarının ya da muhabirin yazdıkları ne kadar inandırıcı olabilir? Medya dışı alanlarda yatırımları olan bir iş adamı, medya alanına da yatırım yapabilir. Gazetecilerin zamanla gazete sahibi olduğu dönem çok geride kalmıştır. Ancak iş adamı, medya sahibi olmakla gazeteci olamayacağı gibi, farklı nitelikteki işleri arasındaki ‘çıkar çatışması’ nedeniyle sahibi olduğu medya kuruluşlarında genel yayın yönetmeni gibi davranmamalı, gazetecilerin işlerine hiçbir şekilde karışmamalıdır. Medya patronlarının hangilerinin ellerindeki kuruluşları demokrasinin, hangilerinin menfaatlerinin hizmetine verdiklerini ayırt edebilmenin başka yolu yoktur.
Medya kuruluşlarında; kuruluşun ticari, mali yönüyle gazetecilik yönü arasında da ‘çıkar çatışması’ vardır. Gazetelerin ticari, mali yönüyle ilgilenenlerin, gazetenin yazı işlerine (habercilik – yorumculuk) hiçbir şekilde karışmamaları gerekir. Medya kuruluşlarında habercilik işleviyle yorumculuk işlevi arasında da çıkar çatışması vardır. Bu nedenle habercilik yapanların yorumculuk, yorumculuk yapanların habercilik yapmamaları gerekir. Kaliteli gazeteciliğin temel ilkesi olan haber – yorum ayrımı başka türlü güven altına alınamaz. Zira yorumculuk, belirli görüşlerin savunulmasını, taraf tutmayı içerir; habercilik ise görüşler arasında tarafsızlığı gerektirir. Yorumcular seçimlerde şu veya bu partiyi ya da adayı desteklediklerini açıklayabilirler, ama siyasileri izlemekle görevli haberciler bunu yapamazlar. Şahin Alpay .