
1971’in Temmuz ayında İngiltere’de gerçekleşmiş, biri Fairfields Hall, Croydon ve skandallarıyla ünlü ‘underground’ dergisi OZ yararına Londra’da olmak üzere; iki konserin kayıtlarından derlenen, ve aynı yılın Eylül ayında alelacele piyasaya sürülen Welcome to the Canteen gerçek anlamda bir Traffic albümü sayılabilir mi?
Her ne kadar CD çağına geçildiğinde raflarda ‘Traffic’ başlığı altında yer almaya başladıysa da, orijinal plağın kapağında grubun adı yerine sadece yedi münferit müzisyen adı sıralanmıştı. Ayrıca ‘kantin’ teması ve fotoğrafına uygun olarak, grubun klasik logosu, Heinz ketçap şişesinin üzerine yerleştirilmiş şekilde yeralıyordu.
Peki bu yedili kimdi? Kurucu dörtlü Steve Winwood, Jim Capaldi, Chris Wood, Dave Mason’ın yanısıra, yeni elemanlar Rick Grech (Family gurubunun eski basçısı, ki Winwood’la 1969 yılında kısa ömürlü Blind Faith’de de birlikte çalmıştı), Jim Gordon (Hal Blaine ve John Guerin gibi gelmiş geçmiş en iyi ‘session’ davulcuları arasında yer alır; yüzlerce kaydının yanısıra Eric Clapton ile birlikte Derek and The Dominoes topluluğundayken rock klasiği ‘Layla’yı besteleyerek tarihe geçmiştir. 1983 yılında annesini hunharca katletmekten 16 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı), ve vurmalı çalgılarda Nijerya asıllı Reebop Kwaku Baah. Bu değişimler neticesinde davulcu Jim Capaldi ön saflara çıkacak, vokallerde yer almak ve tef çalmakla yetinecekti.
Adına uygun şekilde sürekli ‘hareket halinde’ olan Traffic’in bu üçüncü versiyonuydu. 1968-69 arasında gitarist/şarkıcı Dave Mason gruba iki kez girip çıkmış, Canteen kayıtları sırasında ise Traffic ile toplam altı kez sahnede yer almıştı. Hatta Winwood ile esasında zıt olan tarzlarına işaret eden bir müzik yazarı onlar için şöyle diyordu: “Winwood müzik besteler, Mason ise şarkı.”

Ölü Doğan Bir Albüm
Traffic’in belki de en çok sevilen stüdyo albümü John Barleycorn Must Die aslında Winwood’un Blind Faith’i takip eden aylarda kaydettiği Mad Shadows adlı bir solo çalışma olacakken Traffic’in ikinci oluşumuna denk geldi. Bu albüm ile Low Spark of High Heeled Boys arasına sıkıştırılan ve her ikisinden de hiçbir parça içermeyen Canteen, aynı zamanda Island plak şirketine kalan bir albüm borcunun telâfisiydi. 1971 başlarında Traffic’in Live in November 1970 başlıklı bir albümü, Island seri numarası da tespitli olarak müzik dergilerinde ilan edilmeye başladıysa da bu kayıt neden gösterilmeden ölü doğacaktı.
Welcome to the Canteen, ilk kez Last Exit albümüyle tanınan ‘Medicated Goo’ adlı parçanın hızlıca bir yorumuyla başlar. Bunu Dave Mason’un ilk solo albümü Alone Together’da yer alan akustik baladı ‘Sad and Deep As You’ takip eder. Aynı albümden ‘Shouldn’t Have Took More Than You Gave’, plakta Mason’un seslendirdiği ikinci parçadır. Traffic’le en çok bağdaştırılan ‘40,000 Headmen’ ile ‘Dear Mr. Fantasy’ ve Steve Winwood’un daha 16 yaşındayken mensubu olduğu Spencer Davis Group döneminde kardeşi Muff ile bestelediği ‘Gimme Some Lovin’ bu altı şarkılık albümün diğer parçalarıdır.
Yukarıda sözü geçen Low Spark albümünü takip eden iki yılda da Traffic, Dave Mason’sız genişlemeye devam etti. Rick Grech ve Jim Gordon, yerlerini kısa bir süre sonra Alabamalı ünlü Muscle Shoals stüdyo ustaları David Hood (bas) ve Roger Hawkins’e (davul) bıraktılar. Bu ikiliye sonra da piyanist Barry Beckett eklendi. Winwood, kendisinin ister istemez her zaman daha çok ön plana çıktığı bu ilginç grubun 1971-1974 dönemine imzasını atan, trio’dan yediliye geçişini Welcome to the Canteen ile başlatmış olduysa da bu deneyime Traffic adını vermekten şekilce de olsa bir süre için kaçındı. O sıralarda Dave Mason’ın bu kez kalıcı olabileceği ihtimalini düşünmüş olsa gerek…
Sedat Nemli