İştar Gözaydın

Bülent Tanör

Bülent Tanör, 1942 – 2002.

Anayasa ve İnsan Hakları hukuku uzmanı olarak Paris X, Dijon, Cenevre ve İstanbul Hukuk Fakültelerinde öğretim üyeliği, İstanbul Hukuk Fakültesi’nin Anayasa Hukuku Anabilim Dalında profesörlük görevlerinde bulunan Bülent Tanör, 3 Eylül 1940’ta İstanbul’da doğdu, 28 Kasım 2002 tarihinde kansere yenik düşerek aramızdan ayrıldı. Ortaöğrenimini 1959’da Galatasaray Lisesi’nde ve yüksek öğrenimini 1963’te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı. Aynı yıl Anayasa Kürsüsünde asistan olarak akademik kariyere başladı. 1969 yılında doktor olan Tanör, 12 Mart 1971’de üniversiteden uzaklaştırıldı. Bu uzaklaştırma kararına karşı Danıştay’a açtığı davayı kazandı, lâkin İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki görevine dönmesi yıllarını aldı. 1975 yılında Danıştay kararıyla geri döndü. 1977’de doçent oldu. 1983 yılında bu sefer de 1402 sayılı yasa gereğince üniversiteden uzaklaştırıldı. Bu sefer, davasının sonuçlanması tam yedi yıl aldı. 1983 ile 1990 yılları arasında Paris X, Dijon ve Cenevre Üniversitelerinde ‘Üçüncü Dünya Ülkelerinde Siyasal Sistemler’ dersleri verdi. 1990’da yine Danıştay kararıyla İstanbul Üniversitesi’ne döndü.

Tanör, bir akademisyen, entelektüel ve yazar olarak Türkiye’nin önüne geniş ufuklar açmış, dostlarında, öğrencilerinde, okurlarında silinmez izler bırakmış bir bilim adamıydı. Yıldırım Türker’in, 5 Ocak 2004 tarihli Radikal gazetesindeki köşesinde yayınlanmış yazısında ifade etmiş olduğu gibi, “Fikirlerini paylaşmayan nice insanın da derin saygısını kazanmasının nedeni, kendi olarak, kendi kalarak, inatla, son nefesine kadar hukuka olan inancını sürdürmesiydi. Dürüstlüğü, araştırmacılığı ve etik bütünselliğiyle etrafına göz kamaştırıcı bir ışık yayıyordu. Çok değerli, çok çalışkan bir hukukçuydu. Ama en önemlisi, bilimsel dile katabildiği ‘heves’ti. O büyülü kelime. Frost’un şiirinde dediği gibi “dünyayla bir âşık dalaşına girmişti”. Yakın dostu Yücel Sayman, henüz yayınlanmamış bir yazısında bu yanını şöyle anlatıyor:

‘Keyif’, Bülent’in bilimsellikte, araştırırken, okurken, anlatırken, yazarken, mavi yolculukta yine okurken, yazarken, yarışmalar ve ödüller düzenlerken, anıları kendisiyle de dalga geçerek aktarırken; dostlarını bir araya getiren yemekleri, gezileri yaşarken, bulunduğu her yeri ve her anı ‘işe yarar’ kılmak için çaba harcarken duymak istediği ve duyduğunda mutlu olduğu, sonra bunu başkalarıyla paylaşırken bir kere daha duyduğu ve yine mutlu olduğu bir duygudur.

Gerçekten de Bülent Tanör, ardında kalanlara tevazu, zarafet ve adalet duygusuyla örülmüş pırıl pırıl bir ‘heves’ bıraktı. Kendisine hiç iltimas geçmeyen mizah duygusu, egemenlik alanları ve postları için çırpınanlara kâbus olacak güçteydi.”

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’yle girdiği son kavga, 1995 yılının Mart ayında Azerbaycan’da bir darbe girişimine adı karışmış bulunan Ferman Demirkol’un Anayasa Hukuku kürsüsüne tepeden inme tayini üstüne koptu. Demirkol’un tayini işleminin iptali için Bülent Tanör’ün açtığı davada mahkemenin oluşturduğu bilirkişi heyeti, bu kişinin bilimsel yönden, yalnız İstanbul Hukuk Fakültesi gibi köklü bir kurumda değil, Türkiye’nin hiçbir üniversitesinde öğretim üyeliği yapamayacağı yönünde görüş bildirdi. Bunun üzerine Tanör’e, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından, müdürü olduğu İÜ İnsan Hakları Hukuku Araştırma ve Uygulama Merkezi’ndeki yönetim görevinden alınma cezası verildi. Tanör, bu karar aleyhine dava açtı; karar mahkeme tarafından iptal edildi. Bu sırada kendisine Rektörlük tarafından ‘olumsuz sicil’ verildi. Tanör, yine dava açtı ve bu karar da mahkeme tarafından iptal edildi. Son olarak da TÜSİAD’a hazırladığı bir rapordan telif ücreti aldığı gerekçesi ileri sürülerek, Tanör’ün aleyhine üniversite öğretim üyeliğinden çıkarılması cezası istemiyle disiplin işlemi başlatılmıştı. O, yılmadı, rapor almadı, bütün soruşturma kurullarına çıkıp ifadesini verdi. Demirkol davasının sonuçlandığını göremedi. Mirasçıları mahkemeye dilekçe vererek davanın devam etmesini sağladılar. Ölümünden yedi ay sonra son hukuk mücadelesini kazandı. İdare Mahkemesi, Demirkol’un tayinini iptal etti.

1973 yılında Öget Öktem ile evlenen Tanör, İngilizce ve Fransızca biliyordu. Başlıca yayınları arasında Siyasi Düşünce Hürriyeti ve 1961 Türk Anayasası; Anayasa Hukukunda Sosyal Haklar; TCK 142. Madde, Düşünce Özgürlüğü ve Uygulama; İki Anayasa (1961-1982); Türkiye’nin İnsan Hakları Sorunu; Türkiye’de Yerel Kongre İktidarları (1918-1920); Türkiye’de Demokratikleşme Perspektifleri (TÜSİAD 1997); Kurtuluş-Kuruluş; Türkiye’de Demokratik Standartların Yükseltilmesi (TÜSİAD 1999) ve Necmi Yüzbaşıoğlu ile kaleme almış olduğu Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri sayılabilir.

İştar Gözaydın

Paylaş:

Önceki Yazı

Bülent Arel

Filiz Ali
Türkiye’nin ilk Elektronik Müzik bestecisi ve elektronik müzik akımının dünyadaki öncülerinden Bülent Arel 1918’de doğdu. Röntgen mütehassısı olan babası Dr.…
Devamını Oku

Sonraki Yazı

Cahit Arf

Tosun Terzioğlu
1910 yılında Selanik’te doğdu. Balkan Savaşı’nın başlamasıyla aile İstanbul’a göç etti. Kurtuluş Savaşı içinde Cahit Arf’ın babası Ankara’ya çağırıldı ve…
Devamını Oku

İlgili İçerikler

Yirmiyedi Mayıs

Altan Öymen ile söyleşiden
İhtilal, darbe, devrim. Tabii hangi taraftan baktığınıza göre söylenebilir bu. Ben nötr bir deyim olarak ‘müdahale’yi kullanıyorum. Bir devrim niteliği…
Devamını Oku