Arpa yaşadığımız coğrafyada yüzyıllar boyunca insanın temel gıdası olmuşken özellikle son bir asırdır tahtını ‘buğday’a kaptırmış durumda. İnsanın sindirim sistemine, metabolizmasına çok daha uygun, çok daha besleyici ve birçok tahıldan daha kolay, suya çok az gereksinim duyarak yetişen arpanın neden mutfağımızdan çıktığına dair henüz kesin bir bilgi yok. Ama biliyoruz ki sindirim sistemi bize çok benzeyen; ve dayanıklılık, güç, sadık ama özgür ruhlu olmak gibi birçok özelliğiyle kendimizi sıkça özdeşleştirdiğimiz atların temel besini halen arpadır. Bir at sadece arpa ve su ile neredeyse bir ömür geçirebilir.
Hasta bir insan, hastalığı ne olursa olsun vücudunu hiç yormadan çok iyi beslemek istiyorsa iki avuç arpayı kıvamlanana kadar üç litre suda kaynatıp hiçbir şey yemeden sadece arpa suyu içerek bunu yapabilir. Yoğun bir hastalık döneminde serumların, ilaçların, beslenme ilave maddelerinin yapamadığını arpa suyunun yaptığı biliniyor. Hiçbir yan etkisi olmayan bu yöntemi doktor tavsiyesine dahi gerek olmadan deneyebilirsiniz. Tadı bazılarımızın alışık olduğu fermente olmuş arpa suyu olan biraya değilse de salebe benzer. Soğuğu da sıcağı da kendi hafif doğal tatlılığı olan müthiş bir lezzet…
Arpa gibi birçok temel geleneksel besin maddesinin yaşamlarımızdan çıkması, kısa ve uzun vadede vücudumuzda, yaşamımızda ciddi eksikliklere yol açabiliyor. Örneğin, günümüzde yeniden keşfedilmiş olan omega3 yağ asidi insanlığın geçmişte doğal gıdalardan çok daha fazla miktarda aldığı bir besin öğesi iken, modern mutfaklarımıza bu madde ancak bu günlerde, semizotu ve keten tohumu modası ile yeniden girmeye başladı. İyi beslenmek bilgelik ve farkındalık ister. Siz de arpa tüketerek bir başlangıç yapabilirsiniz. Arpadan ekmek dahil birçok yiyecek yapılabilir. Ayrıca iki kilo ekolojik arpa, bir fincanlık hazır çorbadan daha ucuz… Afiyet olsun!
Victor Ananias