1 Eylül 2005
Açık Radyo

Altmışsekiz Ruhu

“Bu dünyada ayrımcılık da var, kölecilik de, insanların boğazlanması ve açlıktan ölmesi de… Cevap, gençliğe güvenmekte yatıyor –belli bir döneme değil ama bir zihin durumuna, irade çeliğine su verilmesine, düş gücünün niteliğine ve ‘cesaretin pısırıklığa galebe çalmasına’ güvenmekte yatıyor cevap.”

Bütün dünyada 30 yılın ardından yeniden değerlendirilmesi yapılan ünlü ‘1968 olayı’nı, Amerika Birleşik Devletleri’nin o zamanki eski Adalet Bakanı ve yeni Başkan adayı Robert Francis Kennedy –ya da sevilen adıyla Bobby– böyle vurucu bir cümleyle tanımlamaktaydı. 1968’de. 1968’i daha kısa özetlemek imkânsız gibi: Gençlik işte –ve bir de, onun zihniyeti, iradesi, hayal gücü ve yürekliliği.

“1968’e, yeryüzünün dört bir yanında meydana gelen siyasi anaforlar mührünü vurdu. Gerçekte, altı kıtanın altısında da senenin her ayında öğrenci/işçi gücünün sokaklardaki patlaması egemendi. Radikalizmin gerçekten uluslararası bir boyuta ulaştığı bir yıldı 1968; siyasi küreselleşme G-7 zirvelerinde tepeden indirilmiyor, aşağıdan yukarı doğru belirleniyordu.”

Dönemin önemli eylemcilerinden yazar ve film yapımcısı Tarık Ali ise böyle anlatıyordu olayı.

Ya, Jim Morrison ne diyordu: “Dünyayı istiyoruz biz – hem de şimdi!”

Çekoslovakya’da, ‘Sosyalizmin güler yüzü’nü savunan öğrenci liderlerinden Jan Hus ise, o dönemin en önemli özelliklerinden birini, gençliğin sonsuz iyimserliğini üç sözcüğün fındık kabuğuna sığdırmaktaydı: “Gerçek galip gelecek!”

“Devrimci gençlik en iyi biçimde karar veren ve uygulayandır. O boş gecelerini değil, boylu boyunca ömrünü bu kavgaya verendir.”

Bu da, Türkiye’deki 68 ruhu ile özdeşleşen öğrenci önderi Deniz Gezmiş’in meseleye bakışıydı.

1968 yılının havasını, genel hatlarıyla bu sözlerle özetleyebiliriz belki.

Peki, sonrası? Bir ‘rüya’nın peşinde koşan ve Vietnam politikasını eleştiren sivil haklar savunucusu Martin Luther King 1968 yılının Nisan ayında öldürüldü. Başkan Johnson’un Vietnam politikasını şiddetle eleştirerek seçim kampanyasında önde giden Bobby Kennedy bu suikasttan iki ay sonra bir başka suikast sonucu öldürülüp Arlington mezarlığında ‘kahramanlar’ arasındaki yerini aldı. Chicago’daki Demokrat Parti kongresi de barış yürüyüşçüleri polisin vahşice saldırısına uğradı.

Vietnam savaşı Vietnam’ın 1973’teki “zaferine” kadar sayısız ölümle devam etti. Çekoslovakya, 1968 Ağustosu’nda Sovyet ordularının işgali altında ezildi. Nijerya’da Biafra faciası yaşandı. 68 Hareketinin belki de ‘fünyesi’ sayılacak olan Paris’teki öğrenci hareketi, Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle’ün Fransız generalleriyle yaptığı gizli (ve çok sonra dünyaya açıklanacak olan) anlaşması ile bastırıldı. Jim Morrison 1971’de yine o Paris’te banyosunda aşırı uyuşturucudan ölü bulundu. Türkiye’de 1971’de askerî darbe oldu ve sonrasında Deniz Gezmiş, iki arkadaşı ile birlikte asıldı.

68 ruhu, belki de daha 68 bitmeden bastırılmıştı.

Kızıl bayrak taşıyan bir öğrenci

Bugün elde ne var? Ayrımcılık var, kölelik ve köleciliğin binbir çeşidi var, insanların boğazlandığı irili ufaklı 50 savaş var, açlık ve hastalıktan ölüm var. Gençliğe, onun hayal ve değiştirme gücüne güveniyor muyuz peki? Büyük soru şu: Gerçek galip geldi mi? Bu soruyu yanıtlayabilmemizi kolaylaştırabilecek bir şey daha var elimizde: 68’den siyah beyaz fotoğraflar. Onlara bakalım ve bir daha düşünelim: Kim galip?1

Magnum’un Gözünden
Dünyada ’68, İstanbul

1968’in 30. yılı nedeniyle gerçekleştirilen Magnum’un Gözünden Dünyada ’68 başlıklı sergi Magnum2 fotoğrafçılarının çalışmalarından oluşuyordu. Fransa, İtalya, Belçika, ABD, İspanya, Çek Cumhuriyeti, İtalya ve İspanya’da toplam 13 şehri gezen serginin Türkiye ayağını Açık Radyo, İstanbul’da gerçekleştirdi.

1968 sonrası kuşağa dönemin önemini, 20. yüzyıla vurduğu siyasi, kültürel ve sosyal imzayı hatırlatmak amacıyla düzenlenen sergi, aralarında Henri-Cartier Bresson, Marc Riboud, Raymond Depardon, Joseph Kouldelka, Eve Arnold, René Burri, Bruno Barbey, Guy le Querrec, Philip Jones-Griffiths, Ferdinando Scianna, Bruce Davidson, Martine Franck, Abbas, Dennis Stock ve Elliot Erwitt gibi dünyaca tanınmış isimlerin de yeraldığı 26 Magnum fotoğrafçısının çalışmalarından oluşuyordu.

Dolmabahçe Kültür Merkezinde 27 Haziran – 20 Temmuz 1998 tarihleri arasında düzenlenen sergi ayrıca Eric Hobsbawn ve Marc Weitzman’ın birer makalesiyle Hazan Yayınevi tarafından kitap olarak yayınlandı.

Açık Radyo 


  1. Ömer Madra; Magnum’un Gözünden Dünyada ’68 başlıklı sergi kitapçığından, Haziran 1998.↩︎
  2. Magnum Fotoğraf Ajansı 1947’de Robert Capa, Henri Cartier-Bresson, George Rodger ve ‘Chim’ Seymour tarafından kuruldu. Fotoğrafçılarının bireysel vizyonlarına saygı üzerine kurulu ajans, bir üyeler kooperatifi niteliğinde ve bugün 44 üyesi, yüzü aşkın fotoğrafçısının katkılarıyla 20. yüzyılın en geniş dokümanter arşivine sahip.

Rock Festivali, Venice Plajı, California.
Paylaş:

Önceki Yazı

Altı Eylül 1955

Mihail Vassiliadis
Ben o dönemde liseye geçmiş bir talebeydim. Ortaokulu bitirmiştim, liseye yeni geçecektim fakat yazları çalışıyordum, yaz tatilinde devamlı çalışırdım. Rızapaşa…
Devamını Oku

Sonraki Yazı

Amaç

Açık Radyo
Neyi Hedefliyoruz? Özel değil, özgür, Tüm çıkar gruplarından bağımsız, Ortak çabamızın ürünü, Gerek kuruluşu, gerek işleyişi, gerekse yayınları açısından demokratik,…
Devamını Oku

İlgili İçerikler

Barış

Açık Radyo
Açık Radyo, yayına geçtiği gün, Bosna-Hersek’teki savaş devam ediyordu; o da sözü ve müziği ile, altta kalanların yanında oldu. Aylarca…
Devamını Oku

Altı Eylül 1955

Mihail Vassiliadis
Ben o dönemde liseye geçmiş bir talebeydim. Ortaokulu bitirmiştim, liseye yeni geçecektim fakat yazları çalışıyordum, yaz tatilinde devamlı çalışırdım. Rızapaşa…
Devamını Oku

Vietnam

Ömer Madra
Vietnam Savaşı 30 Nisan 1975’te ‘resmen’ sona ermişti. Filmler dışında artık kimsecikler pek hatırlamasa da, yakın geçmişin en büyük savaşıydı…
Devamını Oku